GLADIO (KONTRGERİLLA)
SOĞUK SAVAŞIN MÎRASI
Leo A. Miller
-I-
-I-
Ö N S Ö Z
Elinizdeki kitap, kısa bir süre önceye dek varlığı konusunda
en küçük bir şey bilinmeyen bir gizli servisin izini araştırıyor:
Ellili yıllardan itibaren tüm Batı Avrupa üzerinde ağlarım ören,
yeraltında örgütlü, paramilitcr bir haberalma örgütü bu... örgütün
esas görevi: Savaş durumunda terör, sabotaj yapmak ve
ayaklanma çıkarmak, örgütün altyapısı: Neredeyse Avrupa'nın her
yerinde gizli silahlı gruplar ve cephane depolan. Tüm ülkelerde "X
günü" için partizan grupları oluşturmak, bunları en modern ve
olabildiğince gizli iletişim ağıyla donatarak, en çetin çatışmalara
hazırlamak, tümünü Brüksel'deki NATO merkezinin gizli bir
birimiyle koordinasyona sokmak...
İtalya'da gizli bir belge merkezinin bulunuşu ve Romalı bir
başbakanın ifşaatlarından sonra, şimdi herkes bu örgütü tanıyor:
NATO'nun Avrupa'daki gizli ağı "Gladio"! Gazeteler birdenbire;
kırk yıl öncesine kadar uzanan ya da uzatılmak istenen geçmişiyle
bu ve benzeri örgütler üzerine haberlerle dolup taşmaya başladı.
Ortaya atılan pek çok isim, örgütün esprisini söylemekte bir
sakınca görmedi: Gerektiğinde politik muhaliflerini dize getirmek
için harekete geçirilecek hücum kı-talan...
"Sessiz Şebeke" olarak adlandırılan Federal Almanya'daki
yeraltı örgütü de 1991 ilkbaharında ortaya çıktı.
Devletlerüstü görevini yerine getirirken örgütün oldukça sıkı
gizlilik içinde olması yetki ve görevinde tümüyle başına buyruk
olmasından geliyordu. Oysa Federal Almanya'da hiçbir anayasa,
hiçbir yasa Bundeswehren ayrı gizli bir servise, askeri bir
örgütün varlığına olanak tanımıyordu. Savaş durumunda bile
böylesi bir hazırlığa kalkışıl-mamışü. Federal Alman "Sessiz
Şebekesi"rim çok kuşkulu hukuksal durumlarda başvurduğu biricik
önlem başbakanlık tarafından "sözlü istihbarat görevi"yle
görevlendirilmesiydi, 1968 yılında olduğu gibi... Hükümet bu
konuda fazla bir şey söylemek istememişti. Bu illegal
partizanların varlığı kırk yıl boyunca resmi bir açıklama
yapılmaksızın gizlenmişti. NATO gizli servis merkezinin
sorumluluğu konusunda Federal Alman gizli servis ajanlarına ve
onlann sırdaşlarına yöneltilen sorular yanıtsız kalmıştı.
Yunanistan'daki darbeciler ve Türkiye'deki sağ terör eylemleri
hakkında Alman Gladio mensuplan neler biliyor
du? italya'da ve Belçika'daki aydmlatüamayan cinayetler hakkında neler biliyordu?
"Gladyatörler" tarafından banş dönemlerinde hangi gizli kapaklı operasyonlar
planlanmış ya da uygulamaya konulmuştu?
Gizli servisin başbakanlıktaki ilgili koordinatörü Lutz Stavenha-gen kendisiyle
yapılan bir röportajda Gladio'nun ne kadar eskiye dayandığına değinmişti: "Soğuk savaş
henüz daha yeniydi ve aynı zamanda bir işgal tehdidi vardı." C D U , F D P v e S P D
milletvekilleri Parlamento Kontrol Komisyonu oturumunda bu dönemin üzerine
gitmemişlerdi. Federal hükümetin bilgilendirmesinin de hiçbir temeli yoktu. 1977 yılma
dek, gizli NATO birliği hakkında tek bir kanıt yoktu ortada.
Bu örgütün yirmi yıldan bu yanaki varlığını hiç gözönüne almayan, Prusya
geleneğini koruyan memurların bulunduğu bu devlette istihbaratların, ajan
kullanmaların ve protokollerin varlığını ortaya çıkarmak gerçekten olanaklı mıydı?
***
Gladio'nun kurulduğu dönem ve anlayış bilinmek isteniyorsa, o zamanki "cephe
devleti" Federal Almanya'nın gözönüne alınması gereklidir. Ellili yılların başında gizli
şekilde kurulan, NATO gizli birliğinin Alman öncüleri hakkında, kapsamlı eylemleri-
Hessen içişleri bakanınca ortaya çıkarılınca yasaklanan, partizan örgütü skandali
karşısında Birleşik Devletler Ulusal Arşivi'nde, Federal Eyaletler Devlet Arşivlerinde,
Federal Almanya Arşivinde, Federal Devlet Anayasa Mahkemesinde belgeler
bulunmaktadır, ilk askeri örgüt, savaştan sonraki Federal Alman topraklarında "Teknik
Servis" adı altında, anti-komünist bir propaganda örgütü olan "Alman Gençler Birliği"
kuruldu. Bu gerilla birliği, Amerikan gizli servis ajanları tarafından oluşturuldu,
yetiştirildi ve finanse edildi. Bu örgüt bir Sovyet işgali durumunda "etkisiz duruma"
getirilecek olan kimseler hakkında listeler yapü. Alman Gençler Birliği'nin ölüm
listelerinde Herbert Wehner ve Wilhelm Kaisen gibi sosyal demokrat politikacılar bile
vardı. Bunların tasfiye edilmeleri gerekiyordu, çünkü yeraltı savaşçıları, bir savaş
durumunda onların komünistlerle işbirliği yapmalarından korkuyorlardı. Eleman
devşirme -Amerikalıların bilgisi altında- eski SS mensuplarının saflarından gizlice
örgütlenerek yapılıyordu.
Gladio'nun öncüsü Alman Gençler Birliği'nin eylemlerini, gizli yeraltı
savaşçılarıyla, hangi amaçla ve hangi düşünceyle gerçekleştirdiklerinin belgeleri
ortaya çıktı. Savaş sonrasındaki eylemleri ilk kez bu kitapta tüm ayrıntısıyla gözler
önüne serildi.
Şimdi tüm Avrupa'da Gladio örgütünün kimlerle işbirliği yaptığı açıkça ortaya
çıktı, tik taşın yerinden oynatıldığı ülke hakkında, özellikle İtalyan "Gladyatörleri"nin
bağlantıları üzerine Werner Raith ay-nntılı bilgiler sunuyor ve İtalyan hükümetinin
rafine enformasyon politikasını açıklıyor Bir ifşaatın tarihi...
Gladio örgütünün ülkeden ülkeye özellikler gösteren Avrupa'daki operasyon
bölgeleri hakkında bilinen özellikleri de yazıldı. Ve bir bölümde de ağın kuruluşuna
katılan Amerikalıların soğuk savaş dönemindeki stratejik hedeflerinin ne olduğu ele
5
alındı.
Bu kitap; pek çok dost, erkek ve kadın arkadaş yardım etmemiş olsaydı bu kadar
kısa sürede hazırlanamayacaktı. Özellikle Helmut Lorscheid, Ulrich Stall, Hans-
Rüdiger Minow, Klaus Körner, Christopher Simpson, Heime Clausen ve Werner Raith'e
teşekkür ediyorum.
Köln, Kasım 1990 Leo A. Müller
6
I. "SESSİZ
ŞEBEKE
Î Z P E Ş l N D E : F E D E R A L A L M A N Y A ' D A K Î G L A D Î O
Federal Almanya'da bugün, ülkenin gizli servisi tarafından da "Sessiz Şebeke"
olarak tanımlanan "Stay Behind -örgütü" adında bir örgüt faaliyet gösteriyor. NATO'nun
Italya'daki kuruluşunda da Roma tarafından kısaca "Gladio" olarak biliniyor. Kuşkulu
Gladio Örgütünün arkaplanı ve Kızıl Ordu'nun bir ileri hareketi durumunda örgütün
partizanlarını kendi safına çağırması hakkında komşu Avrupa ülkelerinin gazetelerinde
yazılar çıkarken, Federal Almanya'da hiç kimsenin en küçük bir bilgisi yoktu. Komşu
ülkelerin parlamentolarında araştırma önergeleri verilip, hükümetler bu gizli konunun
üzerine günden güne daha çok eğilirken, Bonn'da sessizlik egemendi. Demokratik
Alman Cumhuriyeti'nde ortaya çıkarılan Stassi Olayı'nın çözülen her düğümü
medyalarda yoğun şekilde yer alırken, bir gazetecinin Federal Almanya'da da bir
Gladio birliğinin varlığı hakkında sorusu gündeme geliyor, bundan sonra da çok uluslu
NATO örgütünün dışında bir kuruluş olduğu ortaya çıkıyordu.
İlk başta - doğal olarak kimse de beklemiyordu- hiç kimse bir şey bilmiyordu.
Tüm olası sorumlu hükümet üyeleri işi yokuşa sürüyordu. Kendisinden bilgi istenen
savunma bakanı, ilk önce kendi memurlarını gizli örgütlerin peşine düşürdüğünü öne
sürüyordu. Hatta 30 Eylül 1980'e kadar Brüksel'deki NATO askeri karargahının
komutanı, Batı askeri ittifaklarının en ileri gizli bilgi taşıyıcısı, eski genel müfettişi
Wolfgang Altenburg hiçbir şey bilmediğini açıklıyordu. Ellili yılların sonunda sadece
bir "ahbapçavuşlar klübWnün bulunduğu ve buna öylesi bir örgüt denemeyeceği
kanısındaydı, general Altanberg. Hiçbir şey bilmeyenlerin listesi uzayıp gidiyordu:
Başbakanlık gizli servis koordinatörlerinden Horst Ehmke (SPD), Waidemann
Schreckenber-ger (CDU), BND'nin eski başkanlarından Klaus Kinkel ve Heribert
Hellenbroich gizli servis için gizli gündemle toplanan "Parlamento KontrolKomisyonu"nwı
federal meclis üyeleri... O zamanki ABD başkanlık güvenlik danışmanı Henry Kissinger
bir İtalyan gazetesine verdiği demeçte Gladio hakkında hiçbir bilgisi olmadığını
söylüyordu.
8
Oysa ki bunların tümü bu örgüt hakkında herşeyi bilmek zorundaydılar. Çünkü
görevlerini yeminle ve anayasal gerekle üstleniyorlardı. Federal Almanya'daki Gladio
örgütü hakkında tüm bilgiler yavaş yavaş ortaya çıkıyordu. Gizli servise bağlı "Savunma
Hazırlıkları" hiçbir zaman sadece bazı önemsiz gizli önlemlerle yetinmiyordu.
BND Başkanları, iddia edildiği gibi görevleri sırasında dükkanlarının tüm
bölümlerini tanıyamamışlar mıydı? Başbakanlık gizli servis kontrolörünün sorumluluğu,
savunma durumunda alınan tüm gizli önlemler hakkında bilgisi olmadığından mı
açıklanamıyordu? Halkın temsilcileri, kırk yıl önce Federal Alman Meclisinde gizli
servis karargahları üzerinde demokratik kontrollerini yapabilmişler miydi ve bugün
iddia edildiği gibi mensupları gerçekten "hiçbir' şey bilmiyorlar
mı?
Bazı muhalif politikacılar, seçim kampanyalarındaki çeşitli konuşmalarında bu
örgütün kokusunu hissettirmeye başlamışlardı. İlkin sosyal demokratların hükümetleri
zamanında bu konuya parmak basıldı. 14 Kasım'da SPD silahsızlanma uzmanı Hermann
Scheer'i kamuoyu önüne çıkardı. Scheer gerçi sadece bir parlamenterin
açıklamasından başka bir şey yapmamıştı, adaletin müdahalesini talep ediyordu:
"Federal savcılığın bir sorunu bu." "Parlamentonun ve hükümetlerin kontrolünün dışında silahlı askeri
bir gizli örgütün varlığı -ve resmi Silahlı Kuvvetlerin statüsünün dışında- anayasal legaliteyle
birleştirilemez ve bu hukuki takibatı gerektirir," sonucuna ulaşılmıştı. Bu çağrı sonuçsuz kaldı.
Hermann Scheer savcılığa hiçbir suç duyurusunda bulunmadı. Parlamento Kontrol
Komisyonu'nun partili arkadaşı Wilfried Penner'e
1969'dan 1982'ye kadarki yılların sosyal liberal koalisyonunun sorumluluk payını sordu.
Penner gazetecilere sonucu söyledi: Rapor yoktu!
Soru yöneltilenlerin hiçbirinin ne Gladio'dan ne de benzeri örgütten haberi vardı!
Penner, basının önünde "mafyavari müdahalelerden söz ediyor ve "pisliklerin
herkesin önünde sergilenmesini" istiyordu.
Ve Federal Gizli Servis (BND)'in, mesleğinin çiçeği burnundaki yeni başkam
Konrad Porzner, herşeyi güzelce örtbas ettiğini göstermişti.
1974'den 1980'e kadar Helmut Schmidt'in başkanlığı sırasında sosyal liberal
sorumlulardan Manfred SchUler Spiegerde o zamanki BND şefi Gerhard Wessel'i ilk
kez önlemler hakkında bilgilendirdiğini açıkladığını anımsıyor.
Büyük muhalefet partisi çok çabuk sessizliğe gömüldü. Kirli işlerin açığa
çıkarılması için yapılan tüm çağrılar bir haftada suspus edilmişti. Eski yasama
döneminin son oturumlarında sosyal demokratlar meclisteki Parlamento Kontrol
Komisyonu'nda -doğal olarak gizli- sorunu gündeme getirdiler. Sorunla doğrudan ilgili
öteki taraflar hakkında hiçbir şey sormadılar. Savunma Komisyonu ve İçişleri
Komisyonu,
"Yeşiller"'m Gladio hakkında Federal Meclisteki müzakerede verdikleri bir öneriyi CDU;
CSU, FDP ve SPD'nin oybirliğiyle reddetti. "Yeşiller" hükümet tarafından hiçbir zaman
ciddiye alınmadı. Yasama döneminin başında oluşan, Parlamento Kontrol Komisyonu'nda
temsil edilmeyen Federal Meclis'teki tek fraksiyon Yeşiller, sonuçta bir anahtar rolü
oynadılar. Böylece az da olsa pisliklerin Ük kez gözler önüne serilmesine neden oldu
Yeşiller.
9
Parlamento Kontrol Komisyonu'nun önceden belirlenmiş oturumundan önceki bir
kaç gün, hükümetin üyeleri, Gladio hakkındaki tüm bilgileri Penner'in başkanlığındaki
Parlamento Kontrol Komisyonu oturumunda -doğal olarak gizli- sergilemeleri; Dossier,
Spiegelin hemen bir sonraki sayısında hemen yayınlattı. Buna göre Başbakanlığın Vl.ncı
bölümünün yöneticisi Hermann Jung bunu yazışmalara geçirdi. NATO Avrupa
Başkomutanlığının arzusuyla Gladio geri çekildi,
"müttefiklerin haberalma servislerinin korunması savunma durumunda da hesaba katılmalıdır." Bu
istek "ellili yUlarda" gerçek oldu. Hem ulusal gizli servisin sorumluluğunu, 1954'den
itibaren "Shape" adıyla Gladio birlikleri olarak görevler üstlendi, hem de Avrupalılar
NATO
Silahlı Kuvvetlerinin en yüksek askeri karargahı tarafından koprdine edildi. 1959'da
federal gizli haberalma servisinin resmi üyesi oldu.
"Aşağı yukarı 1973'e kadar" sabotaj grupları görevlerini yerine getirdiler. Düşürülen
NATO pilotları ya da işgal altındaki ülkelerdeki düşmanın el ulağı bilimadamlarının
nasıl kurtarılacağı "düşman hatlarının arkasında direniş güçleri oluşturmak" şeklinde
ifade edildi.
Bu gibi operasyonlar için "kaynak ağı" olarak 50 asker, 125 genel ve 25
"kaynaktan kökenli" eleman el altında tutulmuş V - olayında işgal altındaki ülkeden
savaş için önemli kişilikler toplanmıştır. BND'nin bünyesinde "yönetici örgüt" denilen
75 kişilik birim kuruluydu. Zamanla bu aparat güçlü bir biçimde yoğunlaştırıldı.
1981'de BND'nin bünyesindeki dört birim sabotaj eylemlerine ayrıldı ve "yönetici
örgüt" 35 kişiyle sınırlandırıldı. "Eylem grupları" bu arada tümüyle dağıtıldı. BND
bünyesindeki "Stay behind - örgütü" tümüyle Almanlara geri kaldı.
Yeraltı örgütlenmesinin korunması için NATO'nun ilgili bölümü
1954'den itibaren "Tüm Koordinasyon Komitesi" adım aldı. 1990 Ekiminin sonunda
Brüksel'de henüz işlevselliğini koruyordu, öteki özel birimler "Stay behind" örgütünün
telsiz sistemine özel sızmalar yapıyordu. Daimler şubesi AEG/TSTde "zıpkın" adıyla
ileri teknikli telsiz gereçlerinden 854 BND siparişi henüz yeni değildi. Bununla Avrupa
çapında Gladio ağını denetleyebilecekti. Toplam fiyatı aşağı - yukarı
130 milyon marktı. Sadece 130 gereç BND'nin tasarruf undaydı. Geri kalanı
"müttefiklere" veriliyordu. Bunun için Federal Almanya devlet kasasından 25 milyon
mark çıkıyordu.
tikin kamuoyu duymalıydı. Başbakanlığın enformasyonu dışında önce bir milletvekili
sonunda, bilinmek istenenin sözünü etti. Bonn parlamentosunun en gizli çevresinden,
Federal Alman meclisinin sosyal demokrat Güvenilir Kişiler Kumlu'ndan Rudi Walther.
Bu kurulda haber alma servisinin bütçe planlan kontrol ediliyor ve onaylanıyordu.
Bütçe komisyonunun üyeleri seçilirken doğal olarak Yeşiller bunun dışına bırakılıyordu.
Başkan Rudi Wallher'in "Stay behind"in varlığından haberi vardı. Federal Alman Glaido
birliklerinin milyarlar değerindeki giderleri, yakın döneme kadar örgüt tarafından
düzenli olarak ödeniyordu.
Başbakanlık, en son raporunda örgütün "savaş sonrasındaki yıllara, olabildiğince
geri giden" tarihçesi hakkında hiçbir bilgi vermiyordu. Parlamente Kontrol Komisyonu
milletvekillerinin raporunda "Buradaki açıklama BND'ye düşer" deniliyordu. Aynı
10
zamanda Gladyatörlerin eylemleri hakkında da hiçbir bilgi yoktu. Münih-Pullach'daki
BND merkezinde ya da kamufle edilmiş ikametgahlarda görev dağılımı yaparak tüm
Federal Almanya Cumhuriyetine yayılan eylemlerdi bunlar. Gizli "değerlendirme
örgütü" tarafından ölçülen ve emir verilen eylemler hakkında da şöyle ya da böyle bilgi
yoktu.
Tümüyle nihai açıklığıyla ortada olan Parlamento Kontrol Komisyonunun olurumdan
önce devlet bakanı ve başbakanlıktaki gizli servis koordinatörü Lutz Stavenhagen,
Federal Alman Glaido ordusunun ortaya konulmasının yaklaşık bir zamanını telafuz
etti: 1991 ilkbaharı. Gevşemenin dönemi aşağı yukan aynı şekilde tekrarlandı durdu.
Devlet Bakanı Bild an Sonntag'da çıkan bir konuşmasında yeni bir enformasyon kapısını
araladı: Glaido örgütünün NATO'nun kuruluşu karşısında Federal Almanya'nın "çok
erken bir yükümlülük açıklaması olarak" 1959'da temeli atılmıştır.
Bu zaman noktasında artık ellili yılların başında Almanya'da, Fransa'da, Benelux
ülkelerinde, Danimarka'da, Norveç'te ve Avusturya'da direniş grupları hemen hemen
oluşturulmuştu ve ortak taktik kontrol altına girmişti. İttifakın gizli servisleri
arasındaki sağlam birlikler, 1951'den itibaren kuruldu ve tek tek Batı Avrupa'da
operasyon yapılacak ülkeler saptandı. Başlangıcı Fransa ve İtalya yaptı. Yeraltı
ordulannın ilk merkezleri Fransa'da bir yerdi ve "Clandestine Committee for Planning"
(CCP) olarak adlandırılıyordu. Ağ, 1959'a kadar Avrupa çapında örüldü. 1964'de
Belçika'daki son noktasıyla "Allied Clandestine Committee" (ACQ'deki merkezi
değiştirildi.
Bir haberalma ajansı hakkında daha sonra sızıntılar oldu, ancak henüz hukuksal
bir temeli yoktu, çok kaygan bir zemindeydi. 1968'de Başbakanlığın o zamanki şefinin
ağzından telaffuz edildi ve sonradan
Federal Almanya başkanı olan Karl Carstens, Federal Alman haberalma servisi için bir
"genel talimatname" emri verdi. Sözde şöyle demişti emrinde: "BND, başbakanlık
şefıyle anlaşarak savunma durumu için gerekli hazırlıklara ve düzenlemelere
girişebilir."
Savunma Bakanlığından bunun tersine yapılan açıklamalar karşısında, yedeklerin
ciddi olarak devreye sokulmaları hakkında Bundes-wehr'le danışmada bulunması,
istihbarat aktarımında özel görevdi. Onlar gününde ortaya çıkmayacak, tersine
yeralunda kalacaktı.
Daha sonra 22 Kasım'da Bonn parlamentosunda çok sıkı gizlilik içinde Parlamento
Kontrol Komisyonu oturuma geçerken, hükümet milletvekillerine bilgi vermek çok resmi
idi. Skandal enformasyon yalanlar şeklinde ortaya çıktı. Parlamento Kontrol Komisyonu
üyelerinin haberlerine inanılabilseydi, hükümet nerdeyse otuz yıldan daha fazla
süredir "Stay behind" örgütünün eylemleri hakkında tek bir kanıt bulamayacaktı: İlk
yeraltı birliklerinin dayanaklarından 1977'ye dek, gizli servisin tarih yazımında bir
beyaz nokta temel oluşturmuştu. Bu eylemlerin arka planı, sorumluluğu ve ölçüsü soğuk
savaşın bilinen aşamalarında açıklık yerine daima bir bulanıklık içinde kaldı.
Bundestag milletvekillerinin gözünde, gizli servisin böylesi gevşek eylem
girişimlerine nasıl kalkıştığı bir bilmece olarak kaldı. Devlet Bakanı Stavenhagen'in
Federal Alman Gladio şubesi hakkında böylesine tahrif edilmiş belgelerle bilgi
11
vermesi, aynı şekilde karanlıkta kalınca, parlamento ve kamuoyuna büyük ikna gücüyle
yönelttiği sorunun cevabını aradı: "Stay behind" hiçbir zaman iç politik eylemlere
kalkışmamıştı. Bu "o kadar açıktı ki" "tümüyle normal haber alma servisi birimi"
şeklinde davranılmıştı ve "hoş olmayan sürprizler" asılsızdı.
Lutz Stavenhagcn Parlamento Kontrol Komisyonunun oturumundan sonra
Frankfurther Allgemeinen Zeitungdaki bir spekülasyon dışında "Stay behind"le aşın sağcılar
arasındaki bağı yalanlıyordu. Gazete, 1981'de Uelzen'de yeraltına depolanan gizli
silahların bulunduğundan söz etmişti. Aşırı sağcı Lembke de aynı şekilde U-Haft'da
sorgunun başlamasından önceki bir gün bulunan silahlardan bahsetmişti.
Devlet Bakanı "Stay behind"le ilişkinin "hiçbir zaman olmadığını" açıklıyordu. Ve
Stern - TV'nin magazin televizyonunda, Gladio'nun öncüsü, ilk kez 1950'li yıllarda
oluşturulan "Alman Gençlik Birliği" (BDJ) hakkında ilk belgeleri sergiliyordu, aynı
şekilde Lutz Stavenha-gcn de şiddetle, reddediyordu. Alman Gençlik Birliği'nin
aralarında Herbert Wehner'in de bulunduğu ölüm listesi hiçbir zaman varolmamıştı.
Parlamento Kontrol Komisyonu üyeleri Burkhard Hirsch (FDP) ve Wilfried Penner
(SPD), o kadar eleştirmelerine rağmen bu düşünceye katılıyorlardı. Böylece Federal
Almanya Cumhuriyeti demokratik dönüşüm davasında Avrupada ilk kez ciddi bir dümen
neferi haline geliyordu. Öteki sorular da benzeri küstahlıklarla karşılandı. Gazete
muhabirlerinden biri Stavenhagen'in işbirlikçiliğinin "bizim devletimizde de kamuoyu
tarafından bilinmeyen gizli şeyler vardır" sözleriyle de belgelendiriyordu.
Pek çok günlük gazetede bu politik enformasyonun başarısı hemen görüldü.
Enformatif parlamento oturumundan sonraki bir gün örneğin manşet şöyleydi:
"Gladio'ya giden soruşturma izleri kapandı."
Sayın Devlet Bakanı "açıklanmayan görüşme"nin sonunda sorunun kapanmasını arzu
ediyordu. Sessiz Şebeke, en azından Federal Almanya'da ilk halkasının bulunduğunu
ortaya koyuyordu.
Enformasyon politikasının stratejileri, aynı şekilde pek çok Avrupa
hükümetlerinde de görülüyordu. Medyalardan da ilk aktörlerinden hiç söz etmeksizin
sadece resmi açıklamalar yapılıyordu. Daha sonra hükümet sözcüleri çeşitli ayrıntılar
sunacaklar ve gayrıresmi açıklamalarla daha çok şaşırtıcı eylemlerin lanse edilmesine
başlanacaktı. Telsiz telgraf aparatı tipleri hakkında halka açıklamalar yapılırken,
"Gladio"mm kökeni ve kuruluş aşamasından sonraki ilk onyıllarından hiçbir şekilde
sözedilmiyordu. Bonn Hükümeti, Federal Almanya Cumhuriyetini tertemiz bir ülke
olarak takdim ediyordu: Hiçbir zaman "iç düşman"a karşı eylemler düzenlenmemişti,
yapılan herşey tümüyle iyi niyete dayanıyordu, hemen hemen komple bir şey yoktu ve
olanlar her ülkede görülebilen tümüyle normal bir askeri "önlem"den başka bir şey
değildi.
Oysaki Bundeswehr'de; savaş durumunda Gladio-Stratejisine benzer roller
üstlenecek ve işgal edilen ülkede ordu ve haberalma servisi için bir köprübaşı
oluşturacak, her üç kolordusunda birer "uzaktan gözetleme bölüğü"nün bulunduğu bir
gerçekti. Partizan savaşı yürütecek böylesi "specialeforces"a Bavyera'daki Amerikan
kışlasının bulunduğu Bad Tölz'de beceri kazandırılabiliyordu. Askeri tatbikatların
eğilim planında, modem bir gerilla savaşı için gerekli olan herşey bulunuyordu: Kurbağa
12
adamlar, ekstrem durumlarda kurtarmalar, ev içinde savaş, sessizce öldürme... Tümü
orada eğitilen GIS, örneğin kaçırılan uçaktan rehinelerin kurtarılması için kurulmuştu.
Oniki kişinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan bu birlikler, ayrıca tamamlayıcı özel
bilgilerle de donatılıyordu. Bunların eğitimini, telsizciler, doktorlar ve sabotaj
uzmanlarından oluşan birlikler sağlıyordu.
Bad Tölz'deki (1937'de SS-Junker okulu olarak yapılmıştı) ABD kışlasında
Almanlar da eğitim görüyordu. Aynı zamanda tatbikat yapılan bu arazide, öteki
bağlantıların ağı da örülüyordu. Burada ayrıca bir İtalyan "Gladio'sa da bulunuyordu.
Bad Tölz'de de düzenli olarak konumlandırılan askerlerin sayısı hakkında ABD ordusu
sessizdi: "No comment" (yorum yok). Varşova Paktı devletlerinin üniformaları ve
onların kullandıkları silahlarla da kamuflcli olarak donatılıyorlardı. Kamufle edilmiş
Doğu Birliklerine ek olarak hazırlanan GIS için de özel bir dil eğitimi veriliyordu.
Kusursuz Almanca, Rusça, Polonyaca, Slovakça, Arapça ve İran dillerini öğreten ekipler
vardı. Aynca düşman bölgelerine yapılacak teröre hazırlanma ekipleri de bulunuyordu.
NATO'nun "Special Forces Section" ek yönetimi altında koordine ediliyordu bu
birlikler, ingilizler de aşağı yukarı aynı şekildeydi: "Special Air Services" (SAS) Falkland
savaşında ek olarak devreye sokulmuştu.
"Stay behindt geri dönelim: Kamuoyu bir yandan bunun hakkında daima çok az
bilgilendiriliyor, hem de buna karşılık her zaman da çok iyi enforme ediliyordu.
BND'deki "stay behind' örgütünde bir "köstebek" vardı. Doğulu kadın ajan Heidrun Hofer,
1976 Aralığında ispiyon olarak tutuklandı. BND'nin IV'ncü Bölüm'ünde sekreter olarak
çalışıyordu. "Krizler ve Savunma Durumunda Alınacak Önlemler" için 41D ve 43B kodlarıyla
raporlar hazırlıyordu. Gizli "stay behind" birliklerinin yönetimi hakkında raporlar da
vardı elinin altında. Heidrun Hofer ispiyon faaliyetleri yüzünden yargılanmıştı.
Maskesi düşürüldükten sonra ifadesinin alınışı sırasında Bavyera Cinayet Masasının
6'ncı kat penceresinden kendisini atmıştı. Federal savcı, basına; 36 yaşındaki BND
memurunun hayati tehlike taşımayan yaralarla hastaneye kaldırıldığını açıklıyordu.
Heidrun Hofer, 6 ncı kattan atladıktan sonra ağır yaralı olmasına rağmen hayatta
kaldı. Üç yıl kadar sonra sanık olarak ceza mahkemesi önüne çıkarıldığında artık dava
ilginçliğini yitirmişti. Uzmanlar medyalarda, olayın hukuksal tartışmasının gizli servise
çok zarar vereceğini belirtmişlerdi. On yıl sonra, 1987'de Heidrun Hofer'e açılan dava
zamanaşımı yüzünden düştü. İspiyonların ortaya çıkarılmasından sonra, BND'deki
önemli yeniden yapılanma milyonlarca masrafla sağlanmıştı.
Heidrun Hofer'in Demokratik Almanya Cumhuriyeti devlet güvenlik servisine ya da
Sovyet KGB'sine ulaştırdığı notlarla ciddi endişeler doğurduğu, BND gizli karargahının
dışında, Batı ülkelerinde işlenildi durdu. Heinz Höhne ve Hermann Zolling'in uzman
olarak çizdikleri tabloya göre; BND'nin anakarargahlannda biri "özel hava alanları ve
limanlarla ABD'nin arka bahçesi Atlantik kıy darında" bulunuyordu.*
Federal haberalma servisi, ispiyon olaylarının ortaya çıkışından sonra, yeni gizli
karargahlar aramak zorundaydı. "Stay behind" eylemlerinin hangi ciddi sonuçları
olduğunu Pullach'lıların duvarları dışında bugüne kadar hiçkimse bilemedi: "Stay behind"
ve Gladio hakkında, en ileri derecede gizlilik aşamasındaki belgelerin BND'nin
NATO
13
Heinz Höhne/Hermann Zolling: PuHach'ın İçinde. Der Spiegel Sayı: 11/ 1971, s.
bağlantı memurunun "kozmik" parmaklarının arasına nasıl girdiğini Heidrun Hofer de tam
olarak biliyor muydu acaba? Demokratik Almanya Cumhuriyetinin yıkılmasından sonra
Avrupa ağındaki kadm ajanların kaç tane olduğu açıklanabilecek miydi? Durum artık
tuhaf bir hal almıştı: Federal Almanya'da ve öteki devleüerde; partizan ağının gizli
tutulmasına anayasaların aldırış etmediği, potansiyel muhaliflerin önemli gerçek
kararlarıyla ortaya çıküğı biliniyordu.
P E Ç E S İ K A L D I R I L A N ÎTALYA'DAKÎ G L A D Î O
Werner Raith
İtalyan başbakanı Giulio Andreotti'nin çok aceleci bir kişiliği vardır. O gün diğer
günlerin aksine sanki ayaklarını sürüyordu. Başbakanlık konutunun sekizinci katındaki
ofisinde kendisini bekleyen haberle geç karşılaşmak için elinden geldiğince ağırdan
alıyordu. Dossier, Parlamento Komisyonu yönetiminin bulunduğu Piazza San Marcuto'ya
gitmek için Palazzo Chigi'den yola çıktığında başbakanın aksine çok aceleciydi. Orada
"Commissione terrorisme e stragi" (Sağ Terörizmin Aydınlatılmamış SuikastleriVnin
sekretaryasınca karşılandı ve komisyon başkanlarından senatör Libero Gualteri'yi
bilgilendirdi: Birkaç gün içinde Başbakan Andreotti'nin komisyon önüne çıkması
gerektiğinin nedenlerini açıklayan 12 sayfalık bir belge sunuyordu. Konu: Eski askeri
gizli servislerden SIFAR (Servizio Informazione Forze Armate, 1966'da dağıtılmıştı)
ile şimdiki SISMI (Servizio Perle Infarmazione e la sicurizza militare) mensuplarının
veya yetmişli yıllarda, pek çok kez paüayıcı madde atılmasında bunlarla işbirliği
yapanların; ayrıca soruşturma sırasında ipuçlarının yokedilmesine yardımcı olanların
araştırılmasıydı...
Senatör Gualtieri'ye sorunun ulaştırılması pek o kadar hızlı olmamıştı. Andreotti,
"tik gizli servislerdeki belirli yapıların" varlığı hakkında bazı karanlık noktaların
aydınlatılması için kendisinin, 2 Ağustos 1990'da Komisyon önüne çıkarılmasını
neredeyse iki buçuk ay geciktirmişti. Gerçekte sorulara özel cevapların verilmeye
başlanmasından bu yana epeyce bir süre geçmişti: 1989 sonunda Venedik Savcısı Felice
Casson; 1972'de Trieste yakınlarında, bir Carabinieri devriyesi tarafından paüayıcı
madde atılması ve üç kişinin ölümüne neden olan olayı yargı önüne getirmişti. Gizli
servisin kısmen içinde, kısmen de dışında bulunan olası "parelel yapılar" hakkında gizli
servis generali Noternicola'nın ortaya attğı ipuçlarını ele geçirmişti. Casson,
soruşturmasında gizli servislere çok yaklaşıyordu. Fakat bu noktada "devletin gizli
servisi" tarafından engelleniyor ya da olay başbakandan geri dönüyordu. Başbakan
Andreotti, zaman zaman parlamento komisyonu önünde, suikastların aydınlatılması
konusunda bilgi vereceğinden söz ediyordu. Fakat bunu hep bilinmeyen bir zamana
erteliyordu. Sorunu biraz olsun aydınlatacak komisyon önündeki açıklamaları nihayet
Ekim ayında gerçekleşiyordu. Başbakan Andreotti, herkesçe bilinen fakat, her yöne
çekilebilen söyledikleriyle çoğu umutları böylece boşa çıkarıyordu.
14
1. "Gladio" - Dossier
Radikal Parti'den komisyon üyesi Roberto Cicciomessere, Başbakan Andreotti'yle
ilgili notlan tesadüfen sekreterlikte görmüştü ve hiç de hayret etmemişti: "Gladio"
(Kılıç) adındaki bir gizli örgütün varlığından sözediliyordu. Parlamenter denetimlerden
uzak, hükümetin çoğu üyelerinin haberinin bile bulunmadığı, hatta bizzat gizli servis
komuta kademesinin büyük çoğunluğunun bilerek sakladıkları bir örgüttü bu... Düşman
gerillalarına karşı verilecek savaşta ve Sovyet işgali durumunda başvurulacak partizan
savaşında, ideolojik şiddetle donatılmış ve tepeden tırnağa silahlı kişilerden oluşan bir
örgütlü bu...
Komisyon üyesi Cicciomessere bu belgelerin bir fotokopisini senatör Guallicri'ye
verdi. Eğer soruna gerçekten eğilmek isliyorsa, komisyonda uyulması gereken
prosedürü kapsayan, görmezden gelinmeyecek bir belgeydi bu*.
Komisyon başkanı yazılı belgeyle ilgili henüz hiçbir ayrıntıya girmemişti. Şöyle
üstünkörü bir gözatmış, sonra da incelemek üzere bir haftalık süre istemişti. Bu arada
bir telefon görüşmesi yaptı: Başbakan Andreotti olabildiğince çabuk geri vermek
üzere görmek istediğini söylüyordu. "Bazı pasajlar üzerinde çalışacaktı." Senatör
Gualtieri biraz homurdanmıştı gerçi, ama başbakanın da isteğini yerine getirmişti.
Başbakan Andreotti'nin Uyarısı
Bundan üç gün sonra belge tekrar Senatör Gualtieri'nin elindeydi, ancak 12
sayfadan geriye 10 sayfa kalmıştı. İlk okuduğu metinle arasındaki fark açıkça
görülüyordu: Şimdiki metinde pasajların bir bölümü yoktu. Özellikle "paralelyapı"nm
mevcut öteki benzerlikleri çıkarılmış, kusursuz hale getirilmişti. Özellikle yapının
görevleri ve hatta ülke içinde ve dışındaki öteki kuruluşlarla işbirlikleri hakkındaki canalıcı
pasajlardı bu yok olanlar.
Asıl metnin bu şekilde değiştirilmesinin doğurduğu skandal ilk kez şimdi rolleri
doğal olarak doğru yörüngeye soktu. Soru şuydu: Başbakan Andreolti'nin asıl maksadı
neydi -ya da ilk kez görüldüğü
* Metnin tümü içinde bkz. La Republica , Corriere delk sera. La Stampa ve diğerleri 24.
10.1990.
gibi niçin bu kadar sinirliydi? Son açıklamaya kimse inanmadı. İtalyan politikasının
yaşlı tilkisi altı aydan daha fazla bir zamandan beri kesinüsiz, aktif olarak zirve
oturumlarına katılıyordu. Ve çeşitli olası karışıklıklar yüzünden, iki düzineden daha
çok araştırma komisyonunun önüne çıkmak zorundaydı. Özellikle bir zarara uğramak
istemiyordu. Ve doğal olarak Başbakan Andreotti, kaleme alınmış olan metnin perde
arkasının sorunu çok ilginç kıldığını açıkladı. İlk kez muhalefet milletvekillerinden
Cicciomessere ağzını tutmasını becere-memişti. Dossier'in yazdıklarının dışında olayın
ne kadar eyleme dayandığını açıklaması açısından belgelerin fotokopilerinin
çoğaltılması olanağı da bulunuyordu.
15
Bir başka versiyonundan da söz edilebilir: Yok edilen ve değiştirilen pasajlar tam
da Andreotti'ye dikkatlerin yönetilmek istendiği noktaydı. Belirli kişiler ve çevrelerin
isteği doğrultusunda neyi düşünece ğini bilmek istiyordu. İtalya'da bu davranış
"Awertimenio" olarak adlandırıldı. Ve Andreotti "Avveriimento"n\m ustası olarak kabul
edildi.
Moro 'nun Yanlarıyla İlişkisi
Başbakan Andreotti'yle ilgili raporun aylar boyunca sürüncemede kaldıktan sonra,
birdenbire çok acele olarak komisyonun önüne çıkarılması bir diğer nedeni ortaya
çıkardı. Bu da Başbakanın bu olayı hem önceden tahmin etmediğini hem de kendi
manevralarının bile işe yaramadığını gösteriyordu. 1978'in 9 Ekiminde Milano'da Via
Monta-nevoso'daki Kızıl Tugaylar'm gizli konutu ilk kez ortaya çıkmıştı. Gizli konutta
80 bin mark tutarındaki eski liretler (varsayıldığı gibi alınan fidyelerdi bunlar) ve iyi
kalite 400 fotokopi kağıdı bulunuyordu. Ayrıca; 1978 martında kaçırılıp mayısta
öldürülen Hıristiyan Demokrat Parti'nin lideri ve beş kez hükümet başkanlığı yapan
Aldo Moro'nun "Halk hapishanesi" denilen yerde yazdığı mektupların kopyalan ve Kızıl
Tugaylar'ın tutuklulanyla yaptıkları "Sorgu"mm bölümleri de ortaya çıkmışü. İki düzine
iyi kağıda yazılmış, ama gönderilmemiş 40 mektup daha vardı. Büyük bölümü
ailesineydi, ama politikacı adreslerine de yazılmış mektuplardı bunlar.
"Sorgu" tutanakları da, öteki saklananların bulunduğu gibi ele geçmişti. Bu
bölümdekiler, Başbakan Andreotti'nin aceleciliğini gerektiren şekilde tamı tamına
kopye edilmişti. Moro'nun yazdıkları Venedik Soruşturma Yargıcının ve Suikast
Soruşturma Komisyonunun raporuna uygun şekilde imalarda bulunduğu yapıyı içinde
barındırıyordu. Moro açısından bakınca ve NATO komutanlığının bir kez bile ikiraf
etmediği, yapının dayandığı geçerli gizli anlaşmalar da tahmin edilmişti.
Başbakan Andreotti, Via Montenevoso'da bulunan şeyleri uzun süre
gizleyemeyeceğini biliyordu. İtalyan politikacı çok aktüel konu hakkında sık sık "devlet
sırrı" diyor ve bazı bakanlar da hep buna sarılıyordu.* İşine böyle geliyordu. Bunun
dışında; bulunanlar karşısında açık manevradan ziyade "tesadüfi" bir keşif yapmak
isliyordu: Mo-ro'nun el yazılan, hemen hemen sadece üst kademelere gelmişti. Politik
rekabetler sırasında, özellikle 1992'de elde etmek istediği devlet başkanlığı için
olumlu puan kazanmak istiyordu. Öyle ki, sosyalist maliye bakanı Rino Formica'nın
yabancı gizli servislerin gücünden yararlanmasını bile sineye çekiyordu.** Formica aynı
zamanda İsrail gizli servisi Mossad'ı özellikle Moro'nun senato başkanı Spadolini'yle -
Moro, Spadolini'yi vasi tayin etmişti- iyi ilişkiler içinde olduğunu düşünüyordu. Ve bu
kişi ltalya'daki İsrail dostu politikacıların arasındaki sayılı kişilerden biriydi. Şimdi
Başbakan Andreotti karşı saldırıya geçiyor; ölü Moro'nun elyazısından yola çıkarak
"Gladio"nun önüsünü açıyordu. Andrcotü'nin iddiasına göre "Gladio" adında bir örgüt varsa
bile, yetmişli yıllann başında dağılmıştı.
Parlamento Komisyonu'na Dossier'in "Gladio dosyası"nın gönderilmesi gibi
Moro'nun elyazılannın yayınlanması bir gün gerçekleşti. Müzakereler hemen hemen
sadece Moro'nun yazdıklannm tartışılmasına dönüşmüştü. Böylece "Moro olayı" "Gladio"
16
tartışmasının ötesine geçti. Aynı zamanda Başbakan Andreotti muhaliflerinin
karşısında bir kez daha kozları eline aldı. Özellikle, bu konumu dış ülkelerde kendisine
yardım etmek istemeyenleri, harekete geçirmek için istiyordu.
Ülke Dışına Yöneliş
Başbakan Andreotti'nin manevraları ülke dışında da geçerliydi. Başbakan,
Dossier'in raporunun Komisyona gönderilişinden sonraki hafta, İtalyan gazetelerinin
yazdığına göre, hiçbir elçiyle buluşup görüşmemişti.
Başbakan, hep yeniden aynı şeyleri yapıp söylüyordu. Amacı poli-tikacılann açıkça
anlayabilecekleri yüksek düzeyde bir alarm vermekti. Artık Ekimin son haftasında EGzirvesinin
hazırlanması sırasında "Gladio" skandali patlarsa herşeyin hükümetin
"elinde olması" için yardımcılarını dağıüyordu.
* Ceza Yargılamaları Usulü Yasasının "devlet sırlarına" ait 352 bölümü eski hükümet
zamanından kalma, 1977de bu biçimde değiştirilmesine rağmen hükümet başkanı belge ve
dokümanları hemen hemen kayıtsız şartsız -anayasaya göre bazı ayrıcalıkları vardı- devlet
sırlarının açıklanması olarak yorumluyordu. Böylece belge ve kanıtlar, yargı önünde ve
kamuoyunda -ithamlar karşısında savunmak amacıyla bilinemeyecekti, aynı zamanda da eldeki
belge ve kanıtlar yargıda ya da parlamento oturumlarında- protokollerde tahrifata
uğrayabilecekti. Bu makamlar "Omissis" sözcüğünü kullanıyorlardı.
** La Repubblica , 2 5.2.1 990
Başbakan Andreotti, konuşmaları sırasında tek söylemediğini "Gladio" olayı yüzünden
fırtına koparsa açıklamak istiyordu. Dossi-er'in kaleme aldığı metinden çıkarılan
pasajlar, eğer koşullar sertleşir, Başbakan Andreotti'nin durumu sarsılırsa tekrar
eklenebilecekti.
Yabancı hükümetler italyan politikacılarının manevracılıkla normal davranışları
arasındaki farkı henüz öğreniyorlardı. Çünkü herşey Başbakan Andreotti'nin verdiği
bilgiler doğrultusunda gelişiyordu.
2. İç Politika Manevrasından "NATO'nun Büyük Skandalı"na
Içpolitikada Başbakan Andreotti tek bir yumruk gibi görünüyordu.
Onun tüm muhalifleri, en azından kendisi gibi düşünüyorlardı.
24.10.1990'da parlamento önünde Gladio sorunu üzerine yapüğı hükü—
met açıklamasında, "Her hükümet başkanı Gladio'nun varlığı hakkın—
da açıklama yapabilir" diyordu. Böylece sosyalist başkan Craxi (1983 —
87 arasında başbakandı) DC-Sckretcri Forlani (1980-81), senato baş—
kanı Spadolini (Cumhuriyetçi Parti 1981-82) ve aynı partiden devlet
başkanı Cossiga (1978-79) en yüce görev için en tehlikeli rakipleriyle
uzlaşıyorlardı. A
Ortaya çıkan durumun tümüyle karışık tepkileri tam isabet yapıldığını
gösteriyordu. Craxi bilgilcndirilmediğini iddia etti- Ve gizli servis şefi Fulvio
Martini'nin bir yazısı yüzünden ihtar etmişti, ama kendisine Gladio hakkında bilgi
ulaşmamıştı. Forlani anımsamaya çalışıyordu. Spadolini aynı şekilde hiçbir şey
17
bilmiyordu ve daha sonra da hükümet başkanının tecrübesiyle o zamanki savunma
bakanının bildikleri arasındaki farklı olmak zorundaydı.
Sadece Devlet Başkanı Cossiga herşeyi biliyordu -fakat sorun henüz bir ihtiyatla
kabul edilebilirdi. O dönemdeki içişleri Bakanı ve Hükümet başkanının, 45 yıl Gladio
örgütünü halkın önüne çıkarma-yışlan "kendilerine güvenlerinden" ileri geliyordu*.
Parlamenterlerin ve basının bir bölümü devlet başkanlarından "görevlerine başlayış
yeminlerinin çok ciddi yara alması yüzünden"**-bu konu dolayısıyla istifa etmesi
istedi.
Ülke Dışında Duyurma Denemesi
Bu noktaya dek, ülke dışında tümüyle hiçbir hareket olmadı. Ro-ma'daki yabancı
basın klübündeki Avrupalı gazeteciler yorumlarında umutsuzdular ve sorunun olası
uluslararası boyutu için gazetelerinin
* Cossiga'nın Edinburgh'taki söylevinin arifesinde 28.10.1990 tarihli La Repubblica , La
Stamp* gazetelerinin parlamentoyla ilgili haberlerinden
** Bağımsız solculardan Luigi Pinter, II Manifesto, 3.11.90'da istifa etmesini istedi:
"Cossifa non pou starcli."
yönetimini sinirlendirmeden birbirlerini atlatmaya kalkmıyorlardı: Ülkelerindeki
redaktörler en ince ayrıntısına kadar Gladio'nun yapısını ya da varlığına açıkça
inanmak istemiyorlardı- eğer bu mümkün değilse sorunun ciddiyetine inanmazlardı;
onların çoğu gizli servis dişlileri arasındaydı. Ayrıca bu konuda sadece mantık
konuşabilirdi, sözkonu-su gizli yapılar öteki NATO ülkelerinde de varolmak
zorundaydı: Partizanlar birliği ve anti-gcrilla oluşumunun Doğu Bloku'yla hiçbir sının
olmayan (Yogoslavya hiçbir zaman Varşova Paktı üyesi olmamıştı) İtalya'da, aynı
zamanda "cephe devleti" Federal Almanya'da da bulunuyordu.
Bu suskunluğu medyalar olabildiğince sürdürdü, yabancı hükümetlere en azından
umut verdi. Tüm sorun bu kez yeniden ya İtalya'nın iç sorunu olarak kabul edilecekti,
ya da aynı şekilde Körfez bölgesinde meydana gelen olaylan uzaklaştırmak için ortaya
atılmıştı.
Hoş Olmayan Ayılmalar
30 Ekim 1990'da Yunanistan'ın o zamanki başbakanı Papandreu Ta Nea gazetesinde,
1984'de "Kızıl Tekenin Derisi" adındaki bir gizli örgütün varlığından haberdar
olduğunu açıkladı. Gladio'nun betimlemesinde özenle sözü ediliyordu bu örgütün.
Papandreu hemen bu çetenin dağıülması sorununu ele almış ve bu işlem dört yıl
sürmüştü. 2 Kasım 1990'da Tageszeitung (TAZ) ilk kez, Federal Almanya'daki benzer
örgüüer hakkındaki bilgileri üç gün devam eden bir yazı dizisi yayınladı. Yeşiller
milletvekili Manfred Sucha TAZ'da federal hükümete soru yöneltti. Hem günlük
gazeteler hem de haftalık magazinler bu yorumlardan alıntılar yaptılar. İlk kez 9
kasımda Belçika Savunma Bakanı Guy Coeme kameraların önüne çıktı ve o döneme
kadarki iktidardan gelip geçen hükümet sorumlularına Alman medyalanna dayanarak
18
sorular yöneltti. 12 Kasımdan 17 Kasıma kadarki bir haftada gazete manşeüeri
skandallarla doluydu. Demokratik Almanya Cumhuriyetinin o zamanki Alman Komünist
Partisi (DKP) gerilla eğitim kamplan hakkındaki raporlarla şaşılacak derecede bir
benzerlik görülüyordu. Haftalarca manşetlerden inmedi bu durum. Açıklamalann o
zamanki öncüsü Spiegel ilkin 17 Kasımdaki ilk makalesinde Gladi-o'nun Avrupa boyutunu
ele aldı. Ayrıca yoğun araştırmasında, isteksizliklerin belirtisine ve hatta TAZ'daki
makalelerdeki maddi hatalara, örneğin "Kızıl Tekenin Derisi" olarak geçen
Yunanistan'daki Gladio çetesinin adındaki tashih hatasına varıncaya dek yayınlamıştı.
3. Bir, İki, Daha Çok Gladio
Doğal olarak her skandalda olduğu gibi, sorumluların her kafadan bir ses
çıkarması gerekiyordu. Doğal olarak her zaman olduğu gibi hiç inkar etmemek de
beklenmemeliydi. Gerçekse, eski hükümet başkanlarının ve onların gizli servis
denetçilerinin görevde olduğu tüm dönemlerde özellikle bir cümle gündemdeydi:
Başbakan Andreotli'nin de iddia ettiği gibi NATO gizli servisleri doğrultusunda
herkesi bilgilendirmek. Onun açıklaması da henüz tümüyle gizlilik içinde hoş
olmayan sonuçlar doğuruyordu: Pek çok anayasalar özellikle böylesi anlaşmaları
yasaklıyordu. Böylesi birlikler yok kabul ediliyor ve parlamentolar tarafından
onaylanmamışsa sayılmıyordu. Böylece sorun devletlerin sadece egemenlikleri
değil, demokrasi sorunu olarak da görülüyordu.
Baltalanan Gizli Araştırmalar , •
Başbakan Andrcotti'nin yönetim üslubunu tüm hükümetler benimsediğinde
"Galdyatörler" sadece bir işgal durumunda ülkeyi yeniden özgürlüğüne kavuşturacak
yurtseverler olarak kabul ediliyordu. Kuruluşun böylece hiçbir demokratik çekirdeği
bulunmuyordu. Soğuk savaşın kanlı dönemleri çok gerilerde kalmıştı, hiç de demokratik
bir yapı olmadığından ona yapılacak birşey de yoktu. Bu yapılan hiçbir zaman
anımsamak istemeyen sorumlularda sorumluluklarından kurtu-lamıyordu. Fransız
hükümeti, ulusal egemenliği hakkında NATO gizli yapılarına katılımı en azından enerjik
biçimde izledi. O zamanki çete önderlerinin ("Rüzgar Gülü" şeklinde kamuflaja bir isim
kullanılıyordu) yalanlanmasından sonra, uzun süre grupların dağıldığı iddia edildi. Onun
gizlice sıvışamayacağı çabuk anlaşıldı: İtalyan Andreotti 10 Kasımda acımasızca
açıkladı ki; Ekim 9()'da bir Fransızın da yanında olduğu, Belçika Mons'unda biraraya
gelerek "Gladio"mm son oturumunu yapmışlardı. Ve NATO Yönetim Kurulu SHAPE
yardımcısı Jean Marcotte, sorunu yalanlarken, Başkomutan general John Galvin olayı
doğruluyordu. Andreotti'nin takındığı tutumu karargahın hodpe-resliği olarak
yorumlamıyor tersine, NATO elçisi Francesco Paolo Fulci güney karargahı NEAPEL
doğrultusunda konuşuyordu. Oysa NATO'nun genel sekreteri Galviri değil Manfred
Wörner'di. Elçi Ful-çi, bu ani yalanlamaya göre NATO'nun gündemini kendi lehlerine
çevirmek için donatılmıştı. Cevaplannda bir "yanlışlık*'dan ve "müphem-lik"len söz eden
konuşmalar yaptı. Buna göre özünde NATO, Andreotti'nin iddia ettiği şeylerle meşgul
oldu. NATO çatısı altında "Gladio" benzeri kuruluşlar tüm üye ülkelerde de yoktu ve
olması da olanaksızdı.
19
Bonn federal hükümeti ise "Gladio" benzeri yapılann varlığını kabul ediyordu.
Hükümet sözcüsü Klein'ın 14.11.1990'da yaptığı açıklamada kurgulu bir fark vardı:
"Gladio"da iddia edildiği gibi gizli bir birlikten ya da örgütlenmeden de söz edilemezdi.
Fakat Klein özelliklerden söz ederken gizli örgüt yapısının temellerinden, hiçbir
makamla ilişkilerinin olmadığından söz etmiyordu*.
Gerçek "Gladio"Nedir?
Sorun ortaya atılalı beri bu "Gladio" örgütünün ne olduğu ve ne olabileceği
gündemdeydi: Tüm Gladyatörlerin, düzenleyicilerinin resmi versiyonlarına göre; örgüt,
özellikle partizanlardan ve anti-gerilla uzmanlarından, eğilim hizmetlerinden
oluşuyordu. Onlar hemen savaştan sonra kurulmuşlardı. O dönemde Stalin'in orduları
Batıyı tehdit ediyordu. Ve bu dönemi izleyen soğuk savaş yıllan boyunca kuruluş,
yararlı hizmetler yapmışü.
Başbakan Andreotti'nin bilgilerine göre bu gizli misyon için İtalya'dan "622 unita"
görevliydi. Kasım başında Andreotti, NATO'nun ve ulusal hükümetlerin illegal
adamları, soğuk savaştan sonra iddia edildiği gibi, bu tür görevlerde kullanıldığını
bilmediği şeklinde görüşünü "değiştirmişti". Bu "unita" resmi işlemlerde özel kişiler olarak
anlaşılıyordu. Çünkü Andreotti bir solukta "emektar yurtseverlik"ien söz etmişti. Bunlar
hiçbir şekilde hukuki bağlantı içinde değillerdi, tümü anayasa ve vatan sevgisine
bağlıydılar.
"Unita" bu şekildeki çekirdeklerden oluşabiliyordu, böylece -kızıl önderler denilen
oluşturulmuş gruplardan bir kişi gerektiğinde şef olarak aktif bir konuma
bürünebiliyor ve içlerinden biri silah arkadaşlarını kendi saflanna çekebiliyordu.
(Gerçekte "Gladio" ganerali Paolo Inzerollo televizyonda "Sı. Antonius ZmciW'nden
birinde konuştu.) Ve başbakan bundan sonra sorunu aniden kavramak istemişti: Doğal
olarak sadece gerillaların yüksek komuta konseyinin hesapta olmayan açıklamalanna
bakarak onların büyük yığınlan eğiterek partizan birimleri haline getirmeleri mümkün
değildi. Başka hükümetler de daima "çok sınırlı kişisel çevrelerin benzerliklerinden söz
ediyorlardı. Resmi sözcüler ise; sorumlu parlamenterlerin; "Gladyatörlerin" yüksek
komuta konseyi işbirlikçilerinin, şimdi olduğu gibi Anayasa hükümlerince kontrol edilip
edilmediği konusundaki sorularını cevaplandırmak istemiyorlardı.
"Gladio" Donanımının Anlamsızlığı
Hükümet sözcüleri ve savunma bakanları hep bir ağızdan "Gladi-o"nun donanımının
gerçekte hangi anlamda sözkonusu olduğu sorusunu soruyorlardı. Atom silahlarının
parçalarını, ellili ve altmışlı yıllann
*DPA, 14.11.1990.
tüm savaş senaryolarını öngörüyorlardı. 1974'den 1987'ye kadar İtalyan gizli servisi
SISMI'nm 5R bölümünün yöneticisi general Paolo In-zerollo "Bu soruları biz de kendi
kendimize soruyoruz" açıklamasını yapıyordu. Inzerollo bunları 12 Kasım 1990'da İtalyan
20
televizyonunda "Gladio" hakkındaki programda söylüyordu ve sürdürüyordu: "Ve biz de
tüm bu konumdaki silah arkadaşlarımızı kaybettiğimizi açıklıyoruz".
Bunu izleyen günlerde uzmanlar lejyonu, eski ve şimdi aktif generaller, eski
başbakanlar, şimdiye dek NATO ülkelerinde sürekli işbirliği içinde olanlar -sadece
Gladyatörler tugayının hukuki ve politik olarak meşru kişilikleri- soğuk savaş ve NATO
gizli karargahlarının özelliğini vurgulamıyorlardı. Bunun içinde onlar şimdi, bu
donanımın anlamını Atlantik ve Varşova Paktı'nın nükleer stratejilerini açıklayarak
temellendirmeye başladılar.
Başlangıçtaki sorumluluğun paylaşımında önemli modifikasyonlara yönelindi.
Birdenbire İtalyan "Gladio" takipçileri şunu açıklamaya başladılar: İlk iddiaların aksine
potansiyel gerilla ağı sadece gerçekte kuzeydoğu İtalya'da (Yugoslavya sınırlarına
yakın) oluşturulmuştu, aynı zamanda Silezya'da da bulunuyordu. Oradaki "Gladio" yüksek
komuta konseyinden biri profesör Alberto Volo, 6 Kasımda
"L'Unila"yla röportajında, Palermo'da aralarında iki düzine gerilla ön-deriyle birlikte
iki 'hücre"nin bulunduğunu açıkladı. Onlardan biri
1988'de o zamanki belediye başkanı Giuseppe Insalaco'nun öldürülmesini emretmişti.
Aynı zamanda hükümet, gizli servis subaylarının birinin Suikast Aydınlatma
Komisyonu'nun önündeki sorgusundan sonra, Andreotti tarafından yapılan hükümet
açıklamasına göre yeraltındaki silah ve cephane deposunun 139 olan sayısı (makineli
tüfeklerden havanlara kadar) partizan donanımının sadece bir bölümüydü. Bunlardan
daha çok Carabinieri kışlalarında bulunuyordu. Bunları komisyon önünde 16.11.1990'da
general Bernardi Berini Buri tekrarladı.
1964'ten 1971'e kadar "Gladio"nun üzerindeki "R" bölümünün şefliğini yapmıştı. Buna
göre silahlar beş tugaya ayrılmıştı. Tugaylar da "Aslan Pençesi", "Denizyıldızı" "Alp Gölü",
"Açelya\e "Katırtırnağı"gibi çeşitli isimler taşıyordu.
Olağanüstü "Gladio"nun Çokluğu
Bu açıklamalar tekrar yeni bir anafor doğurdu. "Gladio" gözcüsü Faust o
Fortunato'nun halefi Buris de bu yapıdan başka bir şey bilmiyordu. Bilinen inkar
edilmiyordu: Böylece gizli birlikler daha çok ba-sitleşiyordu.
Bazı NATO ülkeleri de bunu bilmek zorundaydı. Örneğin; tüm "Gladio" örgütlerinin
ve ilgili ulusal "Gladio" birliklerinin gizli NATO
komutanlığının bulunduğu Belçika'da uluslararası temeli yoktu. Orada aynı zamanda
da Gladyatör olan Andre Majen'in 12.11.1990 tarihli Drapeau Rougeöcki konuşmasında
söylediklerine göre; ilk önce "Glaive" (Kılıç) denilen ve pek o kadar da bilinmeyen
"Catena" (İtalyanca bir sözcük olan "Zincir" orada orijinal olarak kullanılıyor-du)'nın
silah arkadaşları vardı. Majen, açıklamalarında; "tüm Avrupa'da anti-komünist eylemlerden"
söz ediyordu. Bunlar özel olarak anti-komünist eylemler için oluşturulmuş ya da kille
içinde nüfuzu olan örgütlerdi. (Örneğin "Pace e liberta" gibi bir birlik. Bu birlik, daha
sonra bir darbe denemesi yapacak olan diplomat ve monarşist milletvekili Edgardo
Sogno'nun ve Hıristiyan Demokrat Mario Scel-bu'nun yardım ve finansmanıyla
1954'den beri içişleri Bakanlığınca kurulup yönetilen bir örgütlü.)
21
İspanya'da da parelcl yapıda bir dizi örgülün neler yaptığı gündeme geldi. İspanya
ilk önce 1985'deki NATO referandumundan sonra karşılaşü bu sorunla. Sosyalist
savunma bakanı Narcis Scrra'nın çekingenliğinin ardından ("Biz iktidara geldiğimizde
böyle hiçbir yapı bulmadık" açıklaması- 14.11.1990'da) hemen bir askeri soruşturma
komisyonu sorunu ele aldı. Franco döneminde (1938-1975) oluşturulan gizli servisler,
"Gladio" benzeri yapıları kısmen içinde barındırıyordu, kısmen de ordunun dışında
oluşturulmuştu. Ve ayrıca, demokratik hükümetler tarafından değil, ya da sadece
benzer oluşumlarla kontrol altındaki politik gruplar da tüm sayılarını arttırıyordu.
Bu arada İtalyan sağ teröristleri açıkça aynı rolleri oynuyorlardı. Aralarında El
Paisin de bulunduğu pek çok günlük gazete, hükümet makamlarının "Gladyatörlerin"
yanında, daha çok "Gladio" yapılarının bulunduğu, doğrudan ya da dolaylı İtalyan sağ
teröristlerinden emir aldıklarına dair hipotezler üretmeye başlamışlardı. En azından
sıkı bir işbirliğinin olduğu açıktı. Öyle ki; örneğin silahlar 1976'da neo-faşist
Concutelli örgülüyle -aynı zamanda Franco döneminden sonra-İtalyan soruşturma
yargıcı Occorsio'nun öldürüldüğü silahlar, İspanya gizli servisi tarafından ABD'den
satın alınmışu. Fakat Concutelli'ye başka kanallardan ulaştırılıyordu. İtalya'da
"Gladio"n\ın keşfedilmesine parmak basan Pateano'ya ölümcül suikast yüzünden "yaşam
boyunca" cezaya çarpünlan Carola Cicuttini yetmişli yılların sonunda İspanyol
yurttaşlığına alındı ve hiçbir zaman da geri verilmedi. Son dönemlere kadar Basklılara
karşı sağ teröristler tarafından yapılan suikastların aydınlatılması için sayısız
deneyimler boşa çıkarıldı ya da engellendi.
İspanyol medyaları ve muhalefet, sosyalist hükümetin "Gladyatör" geçmişini niçin
hemen araştırmadığı sorusunu ortaya attılar. Sosyalist hükümet niçin bugüne kadar
ülkede hem İtalyan sağ teröristlerinin hem de Frankist yeraltı gruplarının
araştırmalarını ve belgelerini ortaya koymamışa? İspanya 1985/1986'da NATO'ya
girişinde daima her gizlilikten çıkmak, öteki devletlerin çoğunluğunda yükselen ulusal
egemenlik ve böylesi yapıların kurulmasının en azından teorik olarak mümkün olduğunu
düşündürüyordu.
4. "Yurtseverler" Sürekli Yıkıcı Unsurlar mı? "Gladyatörlerin" Bağlantıları ve
Faaliyet Alanları
İtalyan Başbakanı Andreotti'nin "adaletle hiçbir zaman açık hesaplaşma olmadı"
(24.10.1990 tarinli hükümet açıklaması) sözlerinden; aşmaların her çeşidi, sınanmış
muhalifler, anayasa savunucuları, tüm demokratlar "Gladio"nan 622 İtalyan "unila"sı
demek olduğunu anladılar. Ancak Başbakan Andreotti sayılan 60'ın üzerindeki "cesur
vatan savunucuları"mn listesini vermedi. Adı kendisinde saklı olan bu 'vatanseverleri'
faaliyeücri sırasında zor durumda bırakmak istemiyordu. Salt işgal durumunda devreye
girecek olan "Gladyatörler" oluşumu versiyonun dayanaklan,1990 Kasım ortalannda iki
komünist senatöre kadar uzandı. Bir sürü raportör şimdiye kadar top-secret (çok
gizli) tutulan oİuşumun Sardunya'da Alghero Capo Monragiu'daki yerine koşup
haberler yaptılar ve hatta filmlerini çektiler. Özellikle, demir halatlann üzerinde gidip
gelen kukla adamlar ve dağlardan dağlara tarzan gibi gezerek, dizlerine kadar bataklık
22
çamuruna gömülerek, bata çıka yürüyenler görülmek istenenin ne olduğunu gösterdi.
Askerlerin eğitimi, "Gladyatör" benzerlerinin sözde korunmasına yönelik "passamontagne"
geçirilmiş (sadece, gözeüeme deliği bırakılmış yün takke), 007'nin görünüşünde bir
resimle sağlanıyordu. Altmışlı yıllann "Gladyatörlerinin" yansından çoğunun hangi
"alıştırmaları" yaptıklan sorusu cevapsız kalıyordu, lyiniyetlilik tezlerinin öteki iddialan
tekrar İtalya devlet başkanı Cossiga'nın ağzından dökülmeye başladı hemen. Hatta bir
"Gladyatörle" -doğal olarak adından söz edilmedi- telefon konuşması bile yapü. Devlet
başkanı, ondan "hepimizin özgürlük ve yurtseverlik zırhı" olarak söz ediyor ve kurallara
uygun davranışından dolayı kutluyordu.
"Gladio"daki Aşırı Sağcılar ve Caniler
Parlamenterlerin ve medyalann; ortaya çıkanlmasından sonra hemen tahrifatlara
yönelinmesine rağmen, bazı "Gladyatörlerin "genellikle aşırı özgür geçmişir kişiler
olduklarından sözedilemezdi ve
"adaletle hiçbir açık hesaplaşmanın olmadığından söz etmek de tesadüf değildi. 22 Kasım
1990'da general Servalle'nin sorgusu sırasında bir "Gladyatör"ün silah altına alınmasında
izlenen yöntemi, sola bağımlı bir komiser, gizli servisten birinin kaleme aldığı notları
sergileyerek ortaya koydu. Bu notlarda "Republik von sab" (Salo Cumhuri-yeti)'nin silah
arkadaşlarından söz ediliyordu. Kurtuluştan sonra Mus-solini'yle birlikte Alman
yardımı aracılığıyla, faşist rejimi sürdürmeyi hesaplayan tüm "Gladyatörlerin, hükümetin
iddia ettiği gibi en küçük gözeneklerine kadar ele alınmadığını Milano'da yayınlanan
habermagazin dergisi Panorama* açıkladı: O kadar ki, Marco Morin'in adının yanında
listede 622 "Gladyatör" bulunuyordu. Marco Morin sağ ve sol terörizm çerçevesindeki
durumun en göze batan kişilerinden biriydi. Morin'in; Pateona'nın patlayıcı madde
atma uzmanları arasında adı geçiyordu. Aynı zamanda soruşturma yargıcı Casson'un
bilgisine göre; kullanılan malzemeler hakkında yanlış bilgilerle izler kapatılıyordu.
Nedeni şuydu: Dinamit mevcut depodan "Gladio"nun amaçları için alınmıştı. Gerçek
suikastçıların bulunmasında, paüayıcı madde nin taşıdıkları nitelikler işe yaramışü. En
azından, ilgililer tarafından en iyi şekilde bilindiği iddia edilen terörisüer sol değil,
tersine sağdı. Gizli servisin ve adalet mensuplarının tümünde olduğu gibi, Morin'in
eylemlerinin hakkında toplanan bilgilerin kaybolduğundan şüphe ediyordu. Hükümet,
Morin'in "Gladio" ile ilintisini yakalamak için acele ediyordu. Panorama, henüz gerçek
kanıtları araştırmayı sürdürecekti.
Palermolu profesör Alberto Volo'nun, oradaki "Gladio" birliği hakkında kendisiyle
yapılan röportajda belirttiği gibi amaç Batıyı temize çıkarmaktı. Volo aslında neofaşistü
ve 1980'de eyalet başkanı Piersanti Maltcrello'nun öldürülmesi davasına
karışmıştı. O dönemde ki belediye başkanı Insalaco da (1988'de öldürüldü)
Palermo'daki ikinci Gladio birliğine komuta etmekle ve bir rüşvet davasının sanığı
olmakla imam edilmişti.
. "GLadio" ve Öteki Yeraltı Örgütleri
23
Kriminal gizli loca "Propaganda 2" (P2) ile örgüt arasındaki çapraz bağlantıları
hükümetin ortaya çıkarması daha da güçleşti. Bu gizli birlik 1981'de Sicilya mafiasıyla
sıkı ilişki içindeki meteliksiz banker Micheli Sındona'nın etkinliği bir parlamento
komisyonunca ortaya çı-kanlmca dağıtıldı. Fakat Vatikan piskoposu Paul Casimir
Marcin-kus'la da "Istituto per le öpere de relifıone" (IOR), Kutsal Koltuk Bankasının
şefiyle de özellikle Amerikan finans çevreleri ve pek çok politikacısıyla da sıkı bir
birleşme içindeydi. Konutunun araştınlma-sında, o zamana kadar Arezzolu Licio Gelli
adında somya fabrikalan-mn sahibi olarak tanınan biri olduğu ortaya çıktı.
Politikacılardan binlerce isim listesinin bulunduğunu da buna eklemeliyiz. Aralarında
parti yöneticileri, askerler, gizli servis adamlan, polis şefleri, sanayici—
* Sayı 1283; 18.11.1990
ler, bankacılar, yayıncılar ve gazetecilerin de bulunduğu iki bakanlık sekreteri de göze
çarpıyordu. Aynca, listede; NATO ülkelerinden bazı subaylar, Güney Amerika'dan
olduğu kadar Kuzey'den de işadamları bulunuyordu. Yetmişli yıllardan itibaren
operasyonlar yapan bu gizli birliğin hedefi, komisyon raporlarındaki bilgilere göre; "En
azından De Gaulle 'ün başkanlık cumhuriyeti örneğindeki gibi otoriter bir rejim kurulması" aynı
zamanda; "En azından suikastlerle bu ülkenin istikrarının bozulması, öte yandan da medya ve lobiler
üzerinde etkinlik sağlanması"ydı. O zaman ülke "Gerekli Anayasa değişimine hazır hale gelebilirdi."*
Asıl muhalifler: Komünist Partisi ve Aldo Moro'nun Hıristiyan Demokrat Partisi'nin sol
kanadının "Katto Komünistler" denilerek hakaret edilen üyeleriydi... Bunun üzerine,
Mason Locası'ndan üstad Licio Gclli'dcn salın alınan "demokratik yenileme planı"
ayrıntılı şekilde soruşturmacıların eline veriliyordu.
Aldo Moro'nun öldürülmesini soruşturan komisyon da "Parti başkanının
kaçırılmasının soruşturulmasında Loca mensuplarının bu konuda sessizce
geçiştirilemeyecek etkilerini" sapüyordu. Özellikle de, saklanılan yerin ("Halk
Hapishanesi") araştırılmasında ve bulunmasın-daki sayısız başarısızlıkların; bugün P-2
Biraderlerinin poliste ve gizli servislerdeki nüfuzlarından kaynaklandığı ortaya çıktı.
O zamanki P-2 mensuplarının bilgilerine göre; Üstad Gelli gizli servis yöneticilerinden
ve soruşturmanın şefinden sürekli olarak, olup bitenlerin en son durumu hakkında bilgi
alabiliyordu.**
Özellikle Birleşik Devletlerden localar da keşfedildi. ABD elçisi hem öteki
locaların üyesi hem de Gelli'nin samimi dostuydu. Üstelik Gelli yetmişli yıllardan beri
ABD başkanlarının hepsiyle de senliben-leydi. Bunları Sindona iflas edip, Amerikada
hapis tehdidi alünda kalınca, Vatikanbank şefi Marcinkus, Gelli'nin ricalanyla şahsen
iki piskopos harakete geçirerek kollarını açıyorlardı ona. Aynı zamanda Reagan'ın
seçim kampanyasında kullanılan Guarini, çok geniş hizmette bulunmuştu.
"Gladio" ve "P2" şimdi bazı sorulan bizzat kendisi soruyordu. Başbakan Andreotti'nin
açıklamalarından sonra en azından 622 üst düzey Gladyatör gizli servisler tarafından
elenmiş ve bunlar tarafından kontrol edilmişti. Fakat bu gizli servislerin şefi, yetmişli
yıllann sonundan beri, "P2"nin ortaya çıkanlıp 1981'de dağıtılışına dek tümü lo*
Commissione Parlamentane d'inehiesta sutla lopsia massica p2, relazione di mggioranza 1983;
Bkz. Giuseppe D'Alema: "P2 locasının önlenebilen yükselir Reinheim 1984.
24
** Commissione Parlamentare d'inehiesta sulla stratage di via Foni sul sequestreo e
l'assassinio di Aldo Moro e sul terrorisme in Italia; bu konuda Kızıl Tugaylara karşı dört
celsede karar ve Werner Raith: "Yukarıdan emin Aldo Moro'nun hesaplı katli" Berlin 1984, yeni
baskı Frankfurt 1986.
çalar üyesiydi. Loca biraderleri ya da locaya yakın kişilikler -bu ya da şu şekilde- niçin
listeye alınmamıştı? Yahut da "P2"nin altında "Gla-dio"nun bir ast olduğu
kanıüanmıyordu?
Potansiyel İç politika Ensrilmanı Olarak "Gladio"
Ve, henüz yüksek gizli servis yöneticilerinin darbe hazırlıklarının sürekli
gerçekleşmemesi cansıkıcı görünüyordu: Aksi halde "Gladyatörler" hangi rolü
oynayacaklardı? Onlar gerçekte işgal durumunda sadece gerillaydılar. Ya da
denetçilerinin doğru bulmaları, gözyummala-rı veya körüklcmesiyle komünistlerin legal
bir hükümete kaülmalanna karşı "engellemede" bulunmaktı. O zaman "Gladyatörle rin"
ve kuruluşun "gerilla stratejisi" denilen stratejiye az ya da çok niçin hizmet ettiği,
yetmişli yıllardan beri gizli servislerin mahkemece kanıtlanan sonuçlarını
güçlendiriyordu.* Partilere ve demokratik kurumlara darbelerin yardımıyla, bombalı
terör eylemleriyle, sendika göslerilerindeki provakasyonlar gibi genel güvensizlik
ortamı güçlü devlete (ya da güçlü adama) çağrıyı hedefliyordu. Ya düzenli darbe
yapılabilmesine ya da tehlikeli durumların yardımıyla demokrasiyi rafa kaldırmak için...
Bu hedef doğrultusunda planlar yeterliydi. Artık
1964'de Carabinieri ve generali ve gizli servis şefi De Lorenzo ateşleyecekti bu fitili.
Bundan sonra Amerikan CIA örgütünün taleplerinde ifadesini bulan, özellikle katı anıikomünist
bir "piano solo" ile hükümet darbesine hazırlanıyordu. (Solo-tek aşın sağcı
Carabinieri ordusu davayı yürütecekti). 1970'de prens Valerio Borghese, birlikleri
harekete geçirdi ve İçişleri Bakanlığının bölümlerini işgal etti. Son anda, Localar
Üstadı Licio Gelli'nin olabildiğince güvensiz sözlü talimatı ya da -öteki versiyonyüzünden
karışıklık yatıştırıldı. Çünkü politikacıların en önündeki, özellikle pek değer
verilmeyen Aldo Moro harekete geçmek istiyordu.
Sorular "Gladio"nun katılımına göre soruluyordu. En azından enstrümanlaştırılmasının
hamhayal olmadığından sözediliyordu. O zamanki "Gladyatörlerin
koruyucusu general Gerardo Serravalle (1971-74)'nin önhaberi olduğunu gösterdi.
General diyordu ki; "Sözü edilen tartışmalar 'Gladio' oturumlarında da bir şekilde sözkonusu
oldu. Eğer Ruslar gelirse bizim komünistler tarafından belirli yardımlar görürler, işgale kadar niçin
bekleyelim? Kendimiz soruna, burada belli bir düzen getiririz." Böylece "Kızıl Ordu'yla İtalyan
komünistlerini birbirine benzetmenin somut ifadesinin" yolunu açıyordu. 15
"Gladyatör"\e eğitimden sonraki bir toplantıda "öfkeli" (Serravalle) somut teklif
yaparken, aym zamanda bulunması mümkün komünisüe-
Bkz. Giuseppe De Lutiis, "Storio dei servizi segreli in Italia", Roma 1984.
ri toplayarak silahsızlandırmayı karar altına alıyordu. Depodan silahların alınması,
başka yere depolanması, bir bölümünün ordu kışlalarına getirilmesi emrini veriyordu.
1974'den sonra üst yöneticilerin ve haleflerinin üstüne gitmediği ya da koğuşturmadığı
25
bir emirdi bu. Şaşılacak bir şey yoklu bunda: Onun en yüksek şefi Vito Micheli "P2"
üyesiydi. Aynı zamanda Borghese darbesine katılmaktan töhmet alündaydı. 1969'da
Milano'da tarım bankasına bomba attığı (16 kişi ölmüştü) için tutuklanmış ve mahkum
olmuştu; o bugün neo-faşist parti MSI'nm milletvekiliydi.
Miceli'nin "gerginlik stratejisi" y\e bağlantılı olarak önemli bir epizodu da vardı:
Soruşturmada yorgun Tamburino'ya 1974 Eylülünde verdiği ifadede peygamberce bir
cümle söylemişti: "Sağ terörizm suçlanamaz, aynı zamanda ötekiler de." (Alli dcH'istraltoria
del giudice Tanburino). Gerçekte bu andan itibaren faşist suikastler hızla başla-mışu.
1980'de Bologna istasyonuna bomba atılana kadar, Miceli'nin davaya cevap vermesinin
hiçbir önemli etkisi olmadı. Fakat şimdi Tugaylar başlıyordu ve on yıldan daha fazla iz
bırakacak öldürme eylemlerinin açılışıydı bu.
Bu arada sol terörizmde de "Gladio" şüpheleri doğdu: Polis ve gizli serviste "/
°2"nin üst düzey yöneticileri vardı. Mahkemelerin ve parlamento komisyonlarının
bilgilerine göre; "silahlı mücadele"mn üyeleri bol miktarda değildi ya da tanındıktan sonra
izlenmiyorlardı. En skandal koparan ömek; her tugaycının ortaya çıkarılmasından sonra
-Moro kaçırıldığında da henüz hayattayken de- onların hemen hemen tümü biliniyordu.*
Fakat "Gladyatör"\ex\x\ elleri bunun üzerinde de oynuyordu. Daha sonra Moro'nun
öldürülmesinde kullanılan silah (bir "akrep") hakkında uzmanlar, eski bir tanıdığı
buldular: Peteano sui-kasti olayında da izleri görülen her zamanki adam: Gladyatör
Marco Morin...
5. Niçin Şimdi Skandal? "Gladio" Yapıları ve NATO Paralel
Servislerindeki On Yıllık Kanıtlar
"Gladio" olayının sessizce geçiştirilen görünüşüne ilişkin sorular "niçin şimdil"
sorusunu gündeme getiriyordu. Niçin ve şimdi skandal oluyordu? Devlet başkanı
Cossiga, bugün örgütün 40 yıllık sorumluluğuna rağmen, bunun gerçek olmadığını
vurguluyordu. Gerçekte ise, öteki ilgili hükümeüer gibi tek tek NATO devleüerinde de
vardı,
"Parelel yapının" doğrudan doğruya savaştan sonra oluşturulduğuna hiç şüphe yoktu.
Bunun üzerine, politikacılar gibi askeri tarihçiler de sorun hakkında konuşmak için
mutlak bir birlik oluşturmuşlardı.
Bkz. Raiıh, a.g.e.
Bunun savaşın başlamasını da vaftiz ettiği tartışmasızdı: İlkin sıcak sonra da soğuk
savaş. İkinci Dünya Savaşı boyunca ülkeleri işgal edilen Fransa ve İtalya gibi bir dizi
ülkeler deneme yapmışlardı. Fakat onlar bir kurtuluş savaşı için içerden
silahlanmamışlardı. Ancak savaşta geliştirdikleri partizan savaşı deneyimlerini sonra
da reddetmediler, bu kez "yeni düşman" Ruslar için hazırlanıyorlardı.
Amerikan gizli servisleriyle Avrupalı bilgi sızdırıcıları arasındaki çarpıcı ilişkiler
hakkındaki raporu Pentagon, 1985'de hazırlamıştı: Giuseppe De Lutiis ve Roberta
Foenza* gibi bilimadamları bundan ilk haberdar olan kimselerdi. "Gladio" tarzı bir
örgülün varlığı İtalya'da ilk kez 1948'deki seçimlerden önce ortaya çıktı. Trieste
26
caddesinde bugün da hala oturan biri çocuklarını bir hafta okuldan getirmekledir ve
Carabinieri'nin silah dağıtmakla olduğuna lanık olmuştur. Ama se-dece belli kişilere.
Komünistlerden duyulan korku ve dolayısıyla Rusların gelecekleri hayali içindeydi
herkes...
Sonra soğuk savaşın temellerinin atılmasıyla, birlik oluşturulmuştu. Tüm NATO
devletleri bir saldırı durumunda varlıklarını koruyacaklardır. Genel bir askeri strateji
çerçevesi içinda ağlar ve bağlantılar, depolar ve gereçler de ayrıca hazırlanmıştır.
İlgili ülkelerin savunma anlaşmalarının ve silahlı kuvvetlerinin devreye girmesi de kayıt
altına alınmıştır. Sınırlar ötesinde işbirliği yapacaklar ve ortak savunmaya
gireceklerdir.
İlgili ülkelerin çoğu hükümetleri 1990 sonbaharında skandalin patlamasından
itibaren artık bunların bilinmemesi için baskı uygulamayı hedeflediler. Ama durum hiç
de uygun değildi. "Gladio" çok özel ulusal isimler altında faaliyet gösteriyordu ve hatta
devlet gizli servis yapılarının içinde bile koruyucuları bulunuyordu. Bir dış düşmana
karşı ulusal savunmayı hedefleyen bölümünün dışında kuruluşa giden hiçbir yol yoktu.
Burada demokrasiyi ve ulusal çıkarları ilgilendiren pek çok soru doğuyordu. Tüm
bakanlar ve hükümet başkanları görünüşte tüm devlet hizmetindekiler gibi yer
alıyorlardı - çok heyecanlanmak zorundaydılar.
Ulusal Egemenlik Sorunu
"Gladio" ve tüm diğer benzeri kuruluşlar NATO merkezi tarafından yönetilir ve
kontrol edilir. Eğitim kampında -Sardunyadaki Alghero yakınındaydı- yabancı
"ziyaretçiler"de görülüyordu. (İtalyan savcılarının katıldıkları gibi gelen gidenlerin
listesi de tutulmuştu) "SHAPE" (Supreme Headquarters Allied Powers Europe)'nin
komuta konseyinin yönetimi altında Belçika'daki oturumlarda eğitim ve istih-
Roberto Foenza: "D malaffare", Milano 1978.
dam planlan konuşuluyordu. Bu planlar Birleşik Devleüerin NSA (National Security
Agency) ve CIA örgüüeri tarafından hazırlanıyordu. Buna göre gizli yapının tüm üyeleri
birbiriyle bağlıydı. Fakat burada "Gladio"mm bulunduğu devleüerin ulusal egemenliğinin
güvence altına alındığı iddia ediliyordu.
Demokrasi Sorunu
Doğal olarak egemenliğin soyut bir anlamı yoktu: Devletler egemenlik haklarının
pek çok bölümünü uluslararası sözleşmeler altına alıyorlardı. Sözü edilen ülkelerin
yurttaşlan için çıkış yasaklarıyla, askeri birliklerinin konumlandırılması ya da kendi
ülkeleri üzerinden geçiş iznine bağlıydı. NATO anlaşmasında, savaş durumunda ulusal
egemenliğin sağlanması da, savaş için ittifakın ilgili genel kurmay başkanlarının emriyle
gerçekleşiyordu.
Böylesi anlaşmalar, eğer ulusal parlamentolar tarafından deneüeni-yorsa, tüm
demokratik kurallara ve yasalara bağımlıydı. Bu ittifak anlaşmaları NATO üyesi ülkeler
27
tarafından imzalanmıştı. "Gladio" gibi kuruluşlar, savaş durumunda düzenli silahlı
kuvvetlerle birlikte davrandıklarında etkilidir, hatta bunun için özel silahlarla
donatılmıştır. Ama bu görmezlikten gelinir. Hiçbir zaman, halkının temsilcisi olduğunu
iddia eden parlamentolar tarafından gözönüne alınmamıştır.
Gerçekte hükümet sözcüsü ve şefi, gizli örgülü kullanır. NATO girişimi onaylar ve
sonra da olaylan kapatır. Hemen hemen tüm öteki ülkelerdeki gibi Federal Almanya
anayasası da çok açık olarak ifade eder ki: "Tüm iktidar halkındır." Doğru yoldan
ayrılmadan, iktidan nasıl kullanacağını, hükümet gizli olarak karar altına alır. Peki bu
durumda ülkenin egemenliği sorunu nasıl ortaya atılabilir?
Demokrasi ve egemenliğin tüm elementer kurallarına karşı, iktida-nn nasıl
yönetildiği ve kullanıldığını "Gladio" en iyi şekilde göstermektedir.
İçpolitikaya Karışma Sorunu
Bu sorular bazı devleüerde ciddi ciddi ortaya atılırken, bazılannda da "Gladio"
yapılarının doğurduğu şüpheler, aktif olarak illegal ya da cinai davranışlannın
yürütülmesiyle içpolitikadaki anlaşmazlık alanında hesaplaşmayı gündeme getiriyordu.
Sol partilerin hükümete gelme olasılığı karşısında başvuruluyordu bu yöntemlere. Bu
durumda artık "NATO tarihindeki en büyük skandaldan söz etmenin vakti gelmişti. Böylece
yıllar ve aylarca skandalin öteki özelliklerinin de ortaya çıkmasının yolu açılmıştı.
Bu bir rastlanu değildi. Özellikle Amerika ve ingiltere'nin aralannda olduğu üç Batılı
gücün özenli iradelerine karşı ortaya konulan belgelerdi. Ayrıca yayınlandığında da hiç
itiraz edilmemişti. Eski eylemler 1985'dcn itibaren askerler ve devlet gizli servisi
tarafından deşifre edildi. Böylelikle ABD arşivlerindeki yeni ifşaatlar ve tesadüfi
açıklamalar öğrenildi. National Security Council'in 3 Ocak 1951 tarihli yazısı bir
sözleşmeydi. Sözleşme bu tarihten önce İtalya ve öteki NATO devletleriyle imzalanan
gizli sözleşmelerin metniydi. (O zaman Federal Almanya Cumhuriyeti henüz üye
değildi). Buna göre; Birleşik Devletler, Sicilya'ya ve Sardunya'ya -Komünistler hem
bölgede hem de İtalya'nın tümünde iktidara gelirlerse saldırma hakkını kendinde
görüyordu. Anlaşmanın 5 nci bölümü şöyleydi:
- "Komünistlerin legal yoldan hükümete gelmeleri ve hükümeti kontrol
etme tehlikesinin olduğu durumda, ya da hükümetin dış komünist
tehdit gibi içerden gelecek tehdide karşı direnişte en azından kararlı
bir güç olarak görünmesi durumunda ABD önlemler almak zorundadır...
(Bu bölüm arşivlerde okunamaz duruma getirilmiştir. Bu durum—
da kullanılacak araçların listesi açıkça görülüyor.) komünist egemenliği
engellemek ve komünizmin işgalini kırarak italya'nın yeniden
özgürleştirilmesi amaçlanıyor..."
Böylesi anlaşmalar dolaylı olarak savaş sonrası dönemle sınırlı değildi ve tümüyle
bilinçli olarak egemenliği gözönüne alan demokratik temel kuralları zedeliyordu.
Altmışlı yılların ortasında bir diğer bölge de, tarihçi Roberto Facnza'nın bulduğu
"Freedom of Information Acl" adı altında kayıüıydı. "Top Secret" (Çok gizli) ibaresini
taşıyan yazı bugüne kadar ortaya çıkarılmamıştı ve ABD genel kurmayına bağlı Joint
Chief of Staff (JCS)'dan kaynaklanıyordu. "Demagnatize" (mık-natıslılığı giderilmiş
komünizmin büyüsünün ortadan kaldırılması anlamında) adını taşıyordu. Bu belgede
28
şunlar yazılıydı:
"Planın en büyük amacı; komünist partilerin gücünü, onların maddi temelini italyan ve Fransız
hükümetleri ve özellikle sendikalar üzerindeki etkilerini gidermek, italya ve Fransa'da komünizmin
kök salması tehlikesini ve böylece tehlikenin ABD'nin çıkarlarını tehdit edişini en aza indirgemek için
(... ) italya'da ve Fransa'da komünistlerin iktidarını kırmak nihai bir amaçtır ve bunun için her araç
kullanılır (...) İtalyan ve Fransız hükümeti "demagnatize" profesörden habersizdir. Açıktır
ki bu ulusal egemenliği çaüşmaya götürebilir. "Demagnatize" projesi sürekli
uygulanacaktır.* İlk aşama çoğu NATO ülkelerinde "Gladio" yapılarının kurulmasıydı
(50'li ve 60'lı yıllarda), ikinci aşama "Gladio" yapılarının saklanmasının ve biçimlenme
sinin yanında; etkin politikacıların rüşvetle susturulması ve elde
Panorama, bunu yeni özellikleriyle tekrar yayınladı. 18.11.1990
edilmesiydi.* Panoramanın haberine göre yetmişli yılların sonuna dek CÎA bunun için
sadece italya'ya 60 milyon dolar aktarmıştı. Tüm Avrupa'ya dağıtılan ise 200 milyon
doların üstündeydi. Üçüncü aşama "elkin ajanların" eğitilmesi ve plase edilmesi,
ekonomide ve siyasette, ama özellikle medyalarda ve iş dünyasında düşünce liderlerini,
yoldan çıkmış politikacı ve hükümetleri sıkıştırmak, bazen ABD dostu politikaya
yönelmek ve bunu talep etmekti.
Faenza "demagnatize"nin ana belgelerinden oldukça büyük bölümünü, 1978'de "II
Malaffare" kitabında yayınladı. Böylelikle ilk esaslı bilgiler ortaya konulabildi. Sonra
"Gladio"nun şu ya da bu yönelimi konusunda, en azından halk egemenliğinin anayasal
ölçüde organında, yurttaşların nasıl değerler taşımaları gerektiği çürütülemez şekilde
açıktı. Bunun için etkileyici, ilham edilmiş kanıtlar ilk dönemdekin-dcn daha çok vardı.
Ulusal Egemenliğin Sınırlandırılmasına İlişkin Gizli
Anlaşmaların Kanıtı
1967 ilkbaharında haber magazin dergisi LEspresso gizli servis şefi De Lorenzo
tarafından kalkışılan üç yıl önceki bir devlet darbesinin güçbela önlendiğini açıkladı.
Ve Carabinieri generaline bundan sonra gerçi işten el çektirildi. Fakat hükümet gerçek
motifi hiçbir zaman görmek istemedi, parlamentonun gizli servisleri kontrol etmesini
de. Lorenzo, hükümeti gizli servisi gizli servise bağlamakla suçladı, mahkum edilmesine
sorumlu gazeteciler karşı koyamadı. Artık soruşturma savcısı sebatla sürdürdü
soruşturmasını. Lorenzo; 1956'da Amerika'nın Kanada elçisi Claire Booth Luce
(Tıme'nin sahibinin karısı) ve CIA şefi Allan Dulles'in ertelenemez öğütleriyle göreve
getirilmişti. Soruşturmada CIA'nın emriyle 150.000'den daha fazla kişisel eylem
yapmasından yola çıkılmıştı. Eylemler; yakın politikacılar, sendikacılar, gazeteciler,
aydınlar üzerinde ve resmen hatırı sayılır kim varsa onlar üzerinde uygulandı. Bizzat
devlet başkanlığına, hatta Papalık'a (Johannes XXII) bile mikrofonlar yerleştirilmişti.
NATO ülkelerinin basını ifşaattan tipik bir italyan egzotizmi oyarak gördü; öteki
devlet-lerdeki benzeri olaylarla ilgili sorunlar gündeme getirildi**
Faenza kitabında Lorenzo ile CIA'nın Roma'daki o zamanki adamı Vernon Walters
29
arasındaki bir görüşmeye de yer vermişti. Walters 1990'dan beri Bonn'da
büyükelçiydi. 1962'de Sosyalist Partinin bir
* Burada, yetmişli yılların ünlü "Lockhed- Olayı" gözönüne getirilmeli, sorun sadece
bombardıman uçaklarının satılması değil, aynı zamanda tüm politikacıların ABD elçileri ve
generalleri tarafından el ulağı olarak kullanılmağıydı.
** özellikle.yok edilmek istenen 157 bin evrakın "P2" locasının şefi Licio Gelli'nin konutunun
aranmasından sonra kopyalan değiştirildi.
hükümet koalisyonuna girme tehlikesini bertaraf edecek bir plan hazırlamıştı".* O zaman sadece
Stalinci düşüncedeki komünistler değil, aynı zamanda devlete yakın sosyalistler de
sözkonusuydu. Bir diğer eylem notunda da "anti-komünizm davasına hizmetleri yasaklanan
sağcıların para-militer birformasyona sokulması ve 2000den çok ismin yeraldığı bir listenin ABD elçisi
tarafından hazırlanmasına" yer veriliyordu.
Aralık 1967'de bir Norveç gazetesi bir NATO gizli belgesinin fotokopisini
yayınladı. Bunda 1962'de ya da fasa süre önceki bir zaman da içeriksel özelliklerinin
ne olduğundan pek söz edilmiyordu. O zamanlan Avrupadaki Amerikan Silahlı
Kuvvetlerinin komutan yardımcısı general J. P. Mocconnell tarafından bir yazı kaleme
alınmıştı. Belge "Numara 100-1, Civil Affairs Oplan belgelerinin No: 3'e eki" şeklinde
kayıüıydı. Bunun içinde "yardıma çağrılacak birliklerin statüsü üzerinde anlaşmdda şunlar
okunuyordu:
"Hükümete karşı geniş bir iç ayaklanma gibi ABD birliklerinin ve onların güvenliğinin gerçek
misyonunu etkileyebilecek iç karışıklık durumunda, hükümet (bir hareket durumunda sırasıyla tek tek
şu devletler aşağıdaki sıralamaya göre katkılarda bulunacaktır: 1. Norveç, 2. Yunanistan, 3. Türkiye,
4. Batı Almanya, 5. Fransa, 6. italya, 7. Hollanda, 8. Belçika, 9. Lüksemburg, 10. Danimarka) böyle bir
karışıklığı kendi araçlarıyla-ezmek için tüm önlemleri alacaktır. Bu insi-yatiflerin ya da sözkonusu
hükümetin bir yardım istemesi durumunda, eğer ABD birliklerinin komutanı gerek görürse, hükümet
bu karışıklığı en hızlı şekilde ezilmesini sağlayacak durumda değilse, sırası bozulmayacaktır. ABD
birlikleri komutanları tarafından gerekli önlemleri ya kendi insiyatifleriyle ya da hükümetle işbirliği
halinde yapabilirler..."
1971'de Türk generalleri çeşitli davalarda NATO'yla işbirliği yapan gizli
yapılardan birisinin varlığından -bugün "Gladio" örgütü olarak bilinen terörist yapı- ve
amaçlarından söz ettiler. Ancak henüz batı dünyası uykudan uyanmamıştı. Aynı
zamanda "Türk Gladyatörler" tüm bu kuruluşlar tarafından en kanlı eylemlerde
kullandılar.4"''
1973'te bir Türk gazetesi Barış Amerikan gizli servisinin beyninde, müttefik
ülkelerde destabilizasyon için kullanılacak ("Gizli servislerin stabilizasyonu için operasyon"
adı bir tuhaflık taşıyordu) bir el kitabının yayınından söz etti: El kitabı hiçbir zaman
yayınlanmamıştı, çünkü gazete Amerikan genel kurmayının (o zamanki şefi general
West-moreland'dı) "Field Manuel 30-3/"inde ele geçirmişti. Bu belge bir daha
görünmemek üzere ortadan kaybolmuştu. Bundan üç yıl sonra,
Faenza, a.g.e., s. 314
• Bkz. Tageszeitung, 23.11.1990.
30
el kitabı İspanyol gazetesi Triunfoda görülmüştü. Ajanların ve işbirlikçilerinin somut
alışverişleri uzun notlarla açıklanmıştı. Bunun politik ifadesi "zora kadar varan
eylemlerdi." 1978'de L'Europea gazetesi italya'da yoğun hatalı baskıyla aynı belgeyi
redaksiyonun gündemine almıştı.
Yayın gerçi bir sansasyon yaratmıştı, fakat hiçbir sonucu olmadı. Hükümet
yalanladı. ABD elçisi hiçbir yorum yapmadı. Kızıl Tugay-lar'a yakınlığıyla bilinen aylık
dergi Controinmazione; devlet gizli servislerinin ihanetine öteki kanıtların arasında bu
belgeyi bir kez daha yayınlıyordu.
Bu belge bir kez daha el değiştirmişti. 1981'de Localar üstadı Lucio Gelli'nin
kızkardeşinin çantasında bulunmuştu. Gizli bölmesinde saklıydı, bu yüzden polis
tarafından ele geçirilememişti. Parlamento Komisyonunun "P2" olayını
değerlendirmesinden sonra bu bir ihtardı. Bir "Awersimenlo" "P2" listelerinin
bulunmasından itibaren tutuklama müzekkeresi kesilmesinin yolu yöntemi arandı ve
Isveç'de yakalanan Gelli, gizli servise teslim edildi. O ise kendine yardım edilmezse el
yazılı ifşaatlarda bulunacağı tehdidini savurdu. Kısa sürede, hemen yüksek güvenlik
hapishanesi Champ Dillon'dan kaçırılarak kurtarıldı ve helikopterle güvenlik içinde
götürüldü.*
Giuseppe De Lutiis 1984'de yayınlanan "Storia dei servizi segreti in Italia" kitabında,
egemenlik ve demokrasinin ötesinde NATO hükümetlerinin burada anılan gizli
danışmalarında olduğu gibi, "resmi" gizli servislerin yanında çetelerin uzman karşı
koyuşlan yer aldı.
1.11.1985'de Tageszeitungda De Lutiis'le yapılan bir konuşmada bilgiler biraraya
getirildi. Gene hiçbir tepki yoktu: Federal hükümetin basın şubesi, Savunma ve içişleri
bakanlıklarının sözcüleri böylesi iddiaları boş kuruntular olarak yorumladılar. Basın,
olayı artık gündeminden çıkarmıştı.
Niçin Şimdi Skandal?
Sonunda iş skandala gelip dayanmıştı. İhmaller ve gizli pencerelerin açılmasından
sonra durum hemen hemen bir mucize etkisi yaptı. Sonunda basının, kamuoyunun ve
politikacıların bir bölümünün nasıl heyecanlanacakları sorulabiliyordu. Şimdiye kadar
gizlilikle ağızdan laf alabilen parlamento komisyonları; tanıkların saatler boyunca
gönüllü enformasyon hizmetleriyle iz sürebiliyorlardı. Peki bu durumda ne oluyordu?
* Altıyü sonra, isveçliler onu koşullu olarak italya'ya iade ettiler. En azından suçu
yüzünden orada canlı kalması ve Bologna istasyonuna bomba atılması (85 kişi ölmüştü) eyleminden
mahkemeye çıkarılmaması şartlarıydı bunlar. O, bugün italya'da serbest olarak yaşamaktadır ve
yeniden ipleri eline almıştır.
Çoğu kez ortaya atılan tezler -burada içpolitika manevralarının özel bir biçimi
sözkonusuydu- devlet başkanlarının makam için yarışmalarına malzeme oluyordu. Tipik
bir İtalyan üslubuyla, gizli servislerin alaca karanlığında fauller görülüyordu. Bu
yüzden Andreotti, partiyi gerçekten kaybettiğini kabul etmek zorundaydı. Henüz o
kadar şanssızdı ki; durumu hiçbir şekilde değiştirme olanağı yoktu. Yaşlı tilki şimdiye
dek, daima, yeni müttefik ve yardımcıyla güvencede olmanın bir olanağını bulmuştu.
31
Andreotti ve öteki hükümet şefleri "Gladio" örgütünün ya da bu şekilde uzayıp
giden örgütlerin bir bölümünün varlığını artık kabul edebilmişlerdi.
Durum demokratik koşullar için olabildiğince kötü sonuçlar doğurabilecekti:
"Gladio"nun çözülmesi gerçeği karşısında, ayrıntılı güçlü skandalların kopması ve
İtalya'da devlet görevindeki tüm politikacıların endişeye kapılmasına neden oldu. Tüm
manevralarını çevirdiklerine inanıyorlarsa da, artık koltuklarında inanılmaz bir
güvensizlik içinde oldukları da bir gerçekti.
Böylece tüm bir politikacı kuşağı ağır bir inançsızlık içine düştüklerini anladrlar.
"Gladio"yu bu durumda kendi haline bırakmalıydı. Çünkü her şeyi ellerine yüzlerine
bulaşürmışlardı.
Ve bir diğer yorum da, büyük İtalyan magazinleri* tarafından öne sürülmeye
başlamıştı. (1990'da "Gladio" çevresinde olup bitenleri kavramada). Bu kez de; 1989'dan
itibaren geliştirilen, 1990 ortasından itibaren güçlendirilen, eski Doğu Bloku
rejimlerinin çöküşüyle bağlantılı olarak yeni gizli servis ya da gizli servis ajanları
savaşının bir tarzı gündeme getirildi. Doğu Blokunda demokratik hükümetlerin; az ya
da çok iktidarı ellerine geçirmelerinden beri gelen gizli haberler de süzgeçten
geçirilmeye başlandı. Şimdiye dek gizli tutulan arşivler kolayca açılıverdi. Özellikle
Demokratik Alman Cumhuriyeti'nde bilgilerini Baülı makamlara aktaran eski pek çok
gizli servis ajanı, istihbaratlarını korumanın yollarını arıyorlardı.
Baülı gizli servis ajanlarının, aynı adımı atmaları ya da hatta Doğulu
arkadaşlarıyla aynı dili konuşmaları düşündürücüydü. Eskiden, soğuk savaşın iyi gittiği
dönemlerde, ekmek ve geçim kapısı olduğundan, onlar şimdi detantı tüm torpidolarıyla
vurabilir ve yeni destabili-zasyonlar yaratabilirlerdi.
Nitekim bu durum, "geçmişteki başarılar" basanlar üzerine "kampanyalar" açan kimi
politikacılann niyetini göstermişti. Kopan skandal ne kariyer sahibi politikacılann bir
manevrası ne de tehlikeli çetelerin zihniyetinden doğuyordu. Tersine "servisler"
arasındaki yeni bir savaşın sinyali veriliyordu. Sonuç olarak varolmanın koşullan
burada yaüyordu.
Panorama ve I'Espresso, 18 ve 25.11.1990
A V R U P A D A ' K Î G L A D İ O A Ğ I
Baylar, her zaman olduğu gibi bu sonuncusu da Belçika'da toplanan "Alleid
Clandestine Committee" (ACQ (Birleşik Gizli Komi-te)'nin büyük konferans masasının
çevresinde düzenli olarak oturuyorlardı. Bunlar, Gladio'nun en yüksek ek koordinasyon
kurulunu oluşturuyordu. Burada, Gladio'yu temsil eden tüm ülkelerdeki eylemler
hakkında danışma toplanüsı yapıyorlardı.
Tümüyle gizli NATO kurulunun bu en gizli toplantısının hangi yetkiyi kullandığı
bugüne kadar açıklanabilmiş değil. Örneğin ulusal Gladio örgütlerinin karşısında
Birleşik Gizli Komite'nin emir yetkisinin olup olmadığı da açıklanamadı. Bu yönetim
kurulunda karşılıklı enformasyon alışverişinin yoğunluğu, şekli ve tarzı da sorulabilir:
Örneğin ACC'nin oturumlarına Federal Alman temsilcisinin merkezdeki selefinin yerine
katılmasının anlamı neydi? Onlar Türkiye ve Yunanistan örneklerinde olduğu gibi
32
Gladyatörlerin eylemleri hakkında bilgilendirilmiş miydi? Ve Federal hükümetin
raporlarının içeriği hakkında bilgilendirilip bilgilcndirilmediği de sorulabilir. Geçen on
yıllar boyunca Gladio adı alunda ne yapıldığı, bu konuda Federal Alman hükü-meüerinin
ortak sorumluluk payının ne kadar olduğu da sorulabilir.
İtalya'daki Gladio hakkında ilk ifşaatlardan sonra hükümetler tarafından, kendi
ülkelerinde de Gladio'nun bulunduğu çekingen ve oldukça yavaş kabul edildi. Eski
hükümetler, hükümet sözcüleri, savunma bakanları, başbakanlar yavaş yavaş rapor
veriyorlardı, Gladio olayını bildiklerini açıklıyorlardı. Ve komşu ülkelerdeki ifşaatlarda
çoğu kez, sınırlar üzerindeki kendi eylemleri hakkında enformasyonlar da telaffuz
ediyorlardı.
Bir Belçika hükümet temsilcisi Gladio skandali paüadığında, o zamanki örgüüerin
tam 16 NATO devletinde, ellili yıllarda bulunduğunu açıkladı. Az sonra da tarafsız
ülkelerde de bulunduğu öğrenildi. Aydınlatılmayan terörist eylemlere Gladio ordusunun
olası iştiraki hakkında düzenli hükümet araştırmaları başlatıldı. Sonunda hemen
hemen tüm hükümetler; varlığını yadsıdıkları böylesi örgüüerin varlığını, ulusal Gladio
birliklerinin ortadan kaldırıldığını ya da en azından çok kısa sürede kaldırılmaya
çalışılacağını ilan ettiler. Federal Almanya ışığı yaktı: Sonuç olarak Alman
topraklarında da Gladio örgütünün varol
33
duğunu kabul ediyordu. Ve öteki devletler de, Gladio'nun artık yok edildiğini açıklamak
zorunda kaldılar. Federal Almanya hükümeti gizli örgütlerin yok olacağı dönemin
tarihini "7997 ilkbaharı" olarak verdi.
Avrupa'daki Gladio ağının üyeleri şunlardır: Fransa:
Savunma Bakanı Jean Pierre Chavenement ellili yıllarda NATO gizli askeri
birliklerinin kurulduğunu açıkladı. Bakan devlet başkanı Mitlerand tarafından ağın
dağıtıldığını söylüyordu. 12 Kasım 1990'da rahat konuşmasında sadece "uykudaki bir
adam rolü" oynuyordu. Federal Almanya'daki gibi bir öncü örgütün* varlığından
Fransa'da açıkça sözcdilebiliyordu. Tüm Fransız gizli servisleri hakkında, o zamanki
şef general Mclnik'in Kasım başında Le Monda açıkladığına göre, göreve geldiği 1952
yılında böyle bir örgütlen haberi olmuştu. Fransız Gladio temsilcisi, italyan
enformasyonlarına göre Ekim sonunda NATO gizli servislerinin Brüksel'deki
oturumlarına katılmıştı. Mitle-rand'ın sıkı dostlarından biri olan Francois de
Graussoure, Fransız "Gladio" örgütünün inşasında bulunmuştu.
İspanya:
Sosyalist hükümet ilk kez Madrid'de göreve gelip 1984'de yönetimi devraldığında
"böylesi hiçbir şey"in bulunmadığını açıkladı. Bundan sonra da Savunma Bakanı Narcis
Serra -askerler dışında olmak üzere- bir soruşturma komisyonu kurmaya yöneldi.
Franco diktatörlüğü dönemi boyunca Gladio benzeri kuruluşların varlığı bilinen bir
şeydi. İspanya ilk kez Franco diktatörlüğünün bitişinden sonraki bir dönemde
NATO'ya girebilmişti. Ellili yıllarda monar-şist, hıristiyan demokrat ve aşın sağcı
asker politikacılar ve tüm Avrupalı ajanlar Madrid'de diktatörün himayesi altında
bulunuyorlardı.
Bir italyan Gladio üyesi İspanya televizyonunda 1966'dan yetmişli yıllann ortasına
dek Amerikan askerleriyle birlikte Kanarya Adala-n'nda eğitim gördüğünü açıkladı. Bu
eğitim döneminden sonra İtalyan Gladyatör, Silezya'da bir Gladio şubesi kurmuştu. Bu
ilişki içinde ispanyol askerlerinden de yardım görmüştü.
Franco İspanyası; Federal Almanya'da bir komünist ya da sosyalist iktidan
durumunda ricat ülkesi olarak, muhafazakar sağcı ve aşırı sağcı güçlerin yanında bir
rol oynayacaktı.
Belçika:
Roma'daki ifşaatlara kadar başbakan Wilfried Martens'in 'hiçbir * Bakınız, kitabın
ikinci bölümü.
şeyden" haberi yoktu. Kasımın sonunda hükümeti, aralarında resmi görevli sivil ajanın da
bulunduğu ve görevleri 1985'e kadar en modern düzeyde haber aktarımı olan gizli
birliklerin dağıtılması kararı aldığını açıkladı. İngilizlerin yardımıyla oluşturulan
"Glaive" adındaki Belçika Gladio'su 1949 yılı başından beri SGR askeri gizli servisinin
alt bölümü olan SDRAB'nin koruması altında kurulmuş bulunuyordu. Sivil "Glaive" nüvesi
sekiz aktif ve on emekli subaydan oluşuyordu. SGR şefi tümgeneral Raymond van
34
Calster Kasımda tüm Avrupa Gladiosu-nun işbaşındaki yöneticisiydi. Raymond
Brüksel'deki ACC kurmaylar konferansını da yönetmişti.
Belçika'daki "G/av/e"nin ortaya çıkışı, Belçika'da seksenli yıllarda sorumlusu belli
olmayan terörist darbelere askerlerin katıldığını düşündürtmeye başlamıştı. "Brabant
katliamcısı" olarak ün salan terör örgütü "Savaşan Komünist Hücreler" ilk başlardaki gibi
Brüksel Gladio yönetici çevresinin "Clandestine Coordination Committee" (CCC) (Gizil
Koordinasyon Komiıesi)'nin benzeri "CCC" kısaltmasıyla aynı olduğunu göstermişti.
Hollanda:
Hollanda Başbakanı Ruud Lubbers kasım başında parlamentoya; bir savaş
durumunda başvurulacak sabotaj eylemleri için Hollanda'da hiçbir gizli askeri birliğin
bulunmadığını bir yazı ile sundu. Oysa ki ellili yıllarda, sürgündeki bir Hollanda
hükümetini işgal altındaki ülkeden gerekli tüm enformasyonu bildirecek bir örgüt
bulunuyordu. Bu örgüt başbakanlara ve savunma bakanlarına bağlıydı.
Sonradan Hollanda hükümet başkanı "mutlaka gerekli olan" böyle bir örgütün
birkaç ay önce dağıtıldığını açıkladı. 1983'de Velp'deki bir silah deposunun gizemli
keşfindeki anısı bu arada gözlerini açmayı gerektiriyordu. Belediye başkanına savunma
bakanlığı tarafından külliyetli miktarda silahların bulunduğu o zaman açıklanmıştı. Bir
savaş durumunda silah başı yapacak direniş gruplarının bir kampıydı orası. Henüz
dağıülmayan Hollanda örgütü "operasyon ve aydmlatma" (0 ve 1) için "özel bir birlik"ü ve
'bölgesel bir sürgün hükümetinin" olasılığını kabul ederek faaliyet gösteriyordu. Lubbers'in
ısrarla söylediğine göre "0" ve "1 " örgütü -tüm "namuslu Hollandalılara" göre- NA-TO'nun
emri altında bulunmuyordu.
Gladio benzeri örgütün geçen on yıllar boyunca varlığından haberdar olmamış
olduklarını, aşağı yukarı 30 bakanıyla başbakan ketumi-yetiyle savunuyordu. Bu
durumda parlamenterler bakanın suskunluğunu iyiye yormuyorlardı. Onlar yeraltı
örgütlerinin gizlice finanse edilmesine de sinirleniyorlar. Savunma Bakanlığının gizli
fonundan her yıl iki ya da dört milyon mark birliklere veriliyordu.
Yunanistan:
Ilk önce iktidardaki hükümet yalanladı, daha sonra o zamanki Yunanistan
başbakanı Papandrcu çok çabuk tepki gösterdi. Muhalefet gazetesi Ta Nea'ya verdiği
bir mülakatta Papandreu 1990'ın Ekim ayı sonunda Yunanistan'da bir Gladio örgütünün
varolduğunu açıkladı. Örgütün adı da "Kızıl Teke Derisi" idi. Papandreu 1984'te göreve
geldiğinde bu gizli örgüt vardı ve bunun dağıtılmasını emretmişti. Pa-pandrcu tek tek
NATO devletlerine, bu yeraltı ordusunun ve eylemlerini hoşgörmenin baskısı altında
bunaldığını söylemişti. Gladio gruplarının donanımı NATO sözleşmesinde yer alan
NATO üyeliğinin gereği olan gizli sözleşmelere dayanıyordu. Yunanistan NATO'ya 1952
yılında üye olmuştu. Yunanistan Genel Kurmay Başkanı general Kostantin Dovas ve
Amerikan CIA generali Trascott, başbakan Pâpa-gos'un 25 Mart 1955'de imzaladığı
kağıtta Gladio şubesi sözleşmesi bulunuyordu.
Yunanistan Gladyatörleri şu şekilde oluşmuştu. Kendisi feldmera-şal olan
Alexander Papagos, içsavaşta "feldmeraşal enformasyon şubesi" adıyla özel bir askeri gizli
servis kurmuştu. Bu örgüt tüm özel operasyonlarda kullanılıyordu. 1952'den sonra da
"merkezi enformasyon servisi" (KYP) CIA modeline göre kurulmuştu. Enformasyon
35
bölümünün bir alt şubesi genel kurmay bünyesindeki "dağ avcı komandoları" şeklinde
oluşan "özel operasyon yönetimi" idi. Dağ avcıları yedekleri saflarından ve "Special
Forces" -birliklerinin muvazzaf subaylarından, Gladio birliklerinin elemanları olarak
yararlanılıyordu. 1500 üyeli birlikler, savaş durumunda 3500 kişilik güçlü birlikler
haline getirebiliyorlardı. Silahların, cephanenin, telsiz gereçlerinin ve patlayıcı
maddelerin depolandığı 800'ün üzerinde yer bulunuyordu.
Depo ve kadroların yerleştirildiği gizli yerler banş dönemlerinde daha da geniş
tutuluyordu. Karargah ve operasyon planlarının her yıl bir genel revizyonu yapılıyordu
ve gizli hücrelere en yeni modernizasyon kazandırılıyordu. "Merkezi Enformasyon Servisi"
(KYP) istihdam ve operasyon planlannı yürütüyordu.
KYP gizli servis subayı Georgios Papadopoulos (aşın sağcılığı ve darbeciliğiyle
tanınan biriydi) adı anılan örgütün içinde bulunmaksızın "basit, şeytani bir plan" üzerinde
ilk alıştırmalarını yapmıştı. KYP elemanlanndan toplanan bir komplocu askerler grubunu
çevresinde toplayan Papadopoulos "Prometheus" eylemiyle darbe yaparak 21 Nisan
1967'de Atina'da iktidarı ele almıştı. Darbe, 1950'de; bir komünist saldınsı
durumunda NATO'yla işbirliği içinde uygulanacak olan bir genel kurmay planına göre
yürütülmüştü. Darbenin öncesinde ve uygulanışı sırasında gizli askeri birlikleri el
altında bulundurmaları önemli stratejik noktalan ele geçirmede kolaylık sağlamıştı.
Doğal olarak önceden listesi çıkanlmış tehlikeli politikacıların enterne edilmesi ihmal
edilmemişti. Bu eylemde diğerlerinin yanında tutucu hükümet başkanı Kanellepoulos ve
sosyalist Andreas Papadreu konutlarında gözetim altına alınmışlardı. Darbeciler 20
dakika içinde tüm önemli noktaları ele geçirmişlerdi: Kralın sarayı, istasyonlar, enerji
santralları, televizyon vericileri, havaalanları ve önemli kavşaklar...
Türkiye:
Türk Gladio şubesi ülkenin NATO'ya girişinden bir yıl sonra kuruldu. Örgüt ilk
başlarda "anti-terör örgülü" olarak adlandırılıyordu ve Amerikan askeri misyonunda
yuvalanmışü. Türk Gladyatörler yirmi yıldan beri; ülkede terör, kaüiam ve işkenceye
katılıyor. Türk gerilla örgütü, gizli NATO görevi içinde faaliyet gösteren en vahşi ve
en kanlı birliklerden biriydi.
Gizli örgüt yetmişli yıllarda ülkedeki güvensizlik ortamını yaratan terör
saldırılarını yönelmiş ve askeri darbeye doğrudan kaülmışü. Darbe anında, darbeci
komutanların yöneticisi ve daha sonra devlet başkanı olan, genel kurmay başkanı Kenan
Evren'in emri altındaki gizli gerilla birlikleriydi.
Sosyal Demokrat Başbakan Ecevit, 1974 yılında "özel savaş şube-«"nin varlığından
sözelmişti. Türk Gladyatörlerin finansmanı açıkça Amerikan yardımından sağlanmıştı.
Türk Gladio örgütü; yetmişli yıllarda pek çok aydın ve işçi önderini katleden faşist
"Bozlcurilar"m saflarından toplanmıştı. O zamanki genel kurmay istihbarat şefi Orkut,
sağ terörisüerle işbirliğini doğrulamıştı: "Türklerin bazı kuvvetlerini tümüyle sola
karşı seferber etmek istediği açık bir gerçektir. Silahlı Kuvvetler solun tehdidinden
ürküyor. Bu yüzden 'Milliyetçi Hareket Partisi'yle işbirliği yapıyor."
Sosyal Demokrat Ecevit, "anti-terör" birliğinin Türkiye sokakla-rındaki terörün
sorumlusu olduğunu söylemişti. Öyle ki, aşırı sağcı gizli birlikler 1 Mayıs 1977'deki
kitle katliamına katılmışlardı. Bugüne kadar da Mayıs gösterisine saldıranların
36
faillerinin kimler olduğu resmi makamlar tarafından açıklanmadı. 1 Mayıs'taki vahşi
eylemde 38 kişi ölmüş ve 300'ün üzerinde kişi yaralanmışa. Güvenlik güçleri
öldürenleri görmemişti. Benzeri bir kitle katliamı Kahramanmaraş kentinde, Aralık
1978'de yapılmış ve 109 kişinin öldürülmesine neden olmuştu. Bunun failleri de bugüne
kadar ortaya çıkarılmadı. 29 Mayıs 1977'de'Ecevit'e karşı suikast teşebbüsünün
failleri "devlet aygıtı içindeki güçler" olarak açıklandı. Ecevit Türk Gladiosu
hakkındaki beyanatlarında, onun potansiyel en büyük tehlike olduğunu vurguladı.
Darbeden doğan hükümetin o zamanki Savunma Bakanı Sefa Giray Gladio'yu ağzına bile
almıyordu: "Ecevit çenesini tutmalı. Eğer bir şeyler biliyorsa susması gerekir."
Emekli Kurmay Yarbay Talat Turhan gerilla şubesinin arka planındakilerle yıllar
boyunca uğraştı. Turhan, bir Amerikan ordu talimnamesinden tercüme edilen, Türk
ordusu tarafından harfi harfine uygulanan "Field Manuel 3 1" (Amerikan Sahra
Talimnamesi)'i yayınladı. "Top-secret" (çok gizli) talimnamede illegal bir grubun nasıl
eğitileceği öğretiliyordu. Askeri hizmet için, Kara Kuvvetleri Komutanı Ali Keskiner
tarafından imzalanmıştı. Gizli örgütün talimnamede belirtilen faaliyet alanları
şunlardı: "İnsanları öldürmek, bomba atmak, soygun olayları organize etmek, işkence,
adam kaçırma, kundaklama, sabotajlar, propaganda, karşı enformasyon politikası."
Talat Turhan tehlikeli bir subaydı. 1971 'deki askeri müdahaleden sonra gerilla
mensupları tarafından işkence edilmişti: "Bu NATO ülkelerindeki gizli birlikti."
Avusturya:
Bu ülkede de Gladio "sonsuz nölrleştirme"de tahmin edildiğine göre aktif şekilde
çalışmıştı. O zamanki İçişleri Bakanı Franz Olah, 1950 Ekimindcki, aralarında komünist
yapı işçilerinin de bulunduğu işçi grevine saldırı emri vermişti. Bu olaydan sonra vahşi
grev kırıcıları "Gezici Spor ve Dostluk Birliği" (ÖWSGV) adlı bir örgütte
toplanıyorlardı. İyi niyetli olarak tanınan birlik 1967'ye kadar kaldı. Özel olarak bu
örgüt için kurulmuş firmalar tarafından finanse edildi. Franz Olah bu örgütün
faaliyetini "Özel Proje" olarak tanımlıyordu. Bugün 80 yaşında olan ve olabildiğince
suskun eski politikacı bir davada, "Özel Proje"nin bir komünist iktidarı durumunda
devreye gireceğini ve düşman hatlarının arkasında savaşacağını ifşa elti. ÖWSGV bu
hedefine ulaşmak için Viyana'da gizli bir telsiz şebekesi ve bir ana istasyon kurmuştu.
İlgili arazi ve tüm taşıyıcılar makineli tüfekler ve patlayıcı maddelerle
donatılmışlardı. Amerikan işgal kuvveti "Özel Proje"ye yardımcı oluyordu. Franz Olah
özellikleri hakkında hiçbir zaman birşey söylemek istemiyordu. Gladio ile ilişkisi
olasıydı.
isviçre:
Gladio ifşaatlarından önceki uzun bir süre İsviçre'de 1950'de kurulan Gladio'nun
yapısına ve amacına benzer "Gizli bir direniş ordusu" hakkında bir parlamento
soruşturma komisyonu oluşturulmuştu. Soruşturmalar; biri, bir para skandalinin ortaya
çıkarıldığı diğeri de bilinmeyen olayların araştırıldığı iki ayrı soruşturma
komisyonunun ortak ürünü olarak ortaya çıktı. İsviçre nüfusunun hemen hemen altıda
birini kapsayan (900.000) kişi ve örgüt bulunmuştu. Bunun sonucu Savunma
Bakanlığında bir "merkez"in varlığı da ilk kez ortaya çıktı. İsviçre gizli birliği, genel
kurmaya bağlı "istihbarat ve Savunma Küçük Grubu" (UNA)'nun denetimi altındaydı,
1990 sonbaharında dağıtıldı, isviçre küçük grup subayları, çoğu kez Gladio
37
buluşmalarına katılıyordu. Belçika'da oturan gizli servis subayı ve o zamanki Gladyatör
Andrò Moyen kendisiyle yapılan röportajda şunu açıklıyordu: "Ellili yılların başında Bernde
yüksek rütbeli isviçre subaylarından pek çoğuyla karşılaştım. Bana, italya'da 1946'dan beri varolduğu
gibi benzer bir "Gladio"nun kurulduğundan söz ettiler."
UNA albayı Albert Bachmann; savaş durumundaki önlemlerin çok özel ayrıntıları
yüzünden yetmişli yıllarda manşetlere çıkmıştı. Albay işgal durumunda sürgünde bir
hükümet kurulması için İrlanda ve Ka-nada'da kamufiajlı firmalardan da bir ağ
oluşturmuştu. Çok sıkı gizli lik içindeki "Özel Hizmeüer" (Sipez D)'in şefi UNA subayı
tümüyle bir haberalma ağı kurmuştu. Bu ağ aynı zamanda tarafsız ülkelerin gizli
servislerini NATO haberalma servislerine de bağlıyordu. Örneğin "Kara El" kot adı
altında Federal Alman BND'yle haberleşme bağlantısı kurulmuştu.
Parlamento Araştırma Raporunun 23 Kasım 1990'da yayınlanması "Proje 26" (P-26)
kot adı altında 400 kişilik bir birliğin İsviçre'de operasyon yaptığı gündeme geldi.
Parlamenterlere "modern teknikle donatılan" silah depolarını gösterdiler. Gizli
komandoların eğitim kampları ve cephane depolan tüm ülkeye yayılmıştı. 1981-82'de
reorganize edilen gizli örgüt, ordunun ve yönetimin dışında kontrolden uzak
bulunuyordu. Burada da yasal hiçbir nedene dayanılmıyordu. Bir gazetecinin yazdığı
gibi: "gizli, yasa tanımaz ve tehlikeli"ydi.
Parlamenterler; P-26 grubunun nasıl dağıtıldığını bizzat hükümetin kendi
araşürmalanna göre, "aktifliği ya da pasifliği" konusunda hiçbir ipucunun bulunmadığını
bir kez daha ilan etmişlerdi. Parlamenterlerin haberdar olmasından sonra P-26
savaşçılan sabotaj eğitim kurslanna bir NATO ülkesinde devam ettiler, fakat o ülkenin
adı bilinemez kaldı.
P-26 ajanlannın iletişim sistemi gerçi NATO-Gladio sistemiyle olanaklıydı, fakat
İsviçre ordusunun aktarma sistemleriyle olanaklı değildi. Onlar Federal Almanya'da
NATO sözleşmesi içinde geliştirilmiş "Zıpkın" sistemiyle yeniden donaüldı, 'bir Avrupa
NATO devletinin yakın, özdeş hizmetlerinden biri değildi" bu. Federal Alman BND,
açıkça sistemin bir merkezde toplanmasına ortaktı.
"Ülke dışındaki kişilerle ilişki ağı"yla, bir diğer "olağanüstü gizli servis" P-27
adıyla varoldu.
iskandinavya:
Iskandinavya'daki ilk Gladio birlikleri o zamanki CIA ajanlanndan ve daha sonra
da CIA'mn şefi olan William Colby tarafından kurulmuştu. NATO'ya üye devleüer
Danimarka ve Norveç'teki gizli birliklerde de olduğu gibi, tarafsız ülkelerden İsveç ve
Finlandiya için Colby'ye iki yıllık sure yetmişti. Bunda ne kadar başarılı olduğunu Colby
anılarında yazmışa. ("Dürüst Adam"). 195İle 53 arasında
Colby, anti-komünist saldın birliklerini de örgütlemişti. Norveç'te 1978'de, ajanlardan
birinin ihbanyla büyük bir cephane ve silah deposu bulunmuştu. Hükümet o zaman
beyanatlarında, deponun bir savaşa girilmesi durumunda kullanılmak için
hazırlandığından söz etti.
1200 kişilik "ilişkideki personeli"yle gizli bir milliyetçi örgütün isveç'te
bulunduğu, kökeninin savaş dönemine kadar gittiği ortaya çıktı. Onlar aşın sağcı bir
"Sveaborg Silah kardeşliği" örgütünden kaynaklanıyordu, ilişki kurulan her kişi küçük
38
bağımsız bir gerilla birliğine bağlıydı ve asıl canlı bağlantıyı örgütün önderiyle
kuruyorlardı. Ortaya çıkanlan bu örgüt yapısı yüzünden, 1953'de örgütlenen isveç Polis
Örgütünden hiç de azımsanmayacak bir büyüklükteydi. Sveaborg-Yapısı, henüz
önderinin serbest bırakılmasından sonra yeniden kurulmuştu. Yapılan tüm eylemler
2004 yılına kadar kamuoyunca bilinmeyecek ve gizli kalacaktı.
Gladio'nun ortaya çıkarıldığı hemen hemen tüm ülkelerde; amaçlan, görevleri,
yapısı ve Gladio tarafından olası operasyonlar hakkında demokratik olarak oluşmuş
parlamentolara bilgi verilmedi. Eğer yapılabilseydi; örneğin Türkiye'de, Yunanistan'da
ve İtalya'da sağ terörist eylemlerin sorumlulan hakkında, sadece zanlılann bir başı
bulunacak, o zaman ikinci dünya savaşının sonundan beri Avrupa'daki büyük terörist
birliğin Gladio çevresinden sağlandığı ortaya çıkacaktı.
39
X G Ü N Ü İ Ç İ N STRATEJİLER
ABD ve Soğuk Savaşın İdeolojisi
Hükümet sözcüsü Hans "Johnny" Klein, 14 Kasım 1990'da ilk kez Gladio sorununu
gazetecilerin önüne getirdiğinde, üzerinde çalışılmış resmi tebliğ metnindeki özel
sözcüklerin seçiminde zorlanıyordu. Eski diplomat şunları söylüyordu: "Savunma
durumundaki hazırlıklar çerçevesinde Federal Almanya Cumhuriyetinde -Kuzey Aüantik
ittifakının öteki tüm üye devletlcrdeki gibi- aşağı yukarı ellili yılların sonundan beri,
olası anlaşmazlık bölgelerinde de haberalma servislerinin güvenlik içinde enformasyon
yapabilmeleri için önlemlere başvuruldu. Bu ilişkiler içinde "komando grupları" ve
"gerilla ordusu" gibi kavramların "yanlış" kullanıldığını açıklıyordu Enformasyon Bakanı.
Aynı iyiniyetli ve yatıştırıcı hava öteki Avrupa ülkelerindeki hükümetlerin ilk resmi
tebliğlerinde de yankılandı, örneğin Hollanda; örgütün görevini savaş durumunda, olası
bir sürgün hükümeti için canlı enformasyon sağlamak olarak açıklamıştı. Gladio
birliklerinin X gününden sonra hükümcüerini düşmanın işgal ettiği ülkeden
haberlendirrnekle yükümlüydü. Bunun dışında "stay behind"in sorunlarının fonksiyonu
savaş için önemli insanların V- durumunda işgal altındaki ülkeden çıkarılmasıydı da:
Düşürülen piloüar ya da güvencede olmayan bilima-damlan. Gerilla savaşı önderliği
tarafından resmi yalanlama böylece yapılmış oluyordu.
Onlar en iyisini bilmek zorundaydılar. Soğuk savaşın Amerikan stratejileri
samimiyetle ve bazen bundan gururlanarak bilgi veriliyordu. Aralarında sayısız gizli
eylemlerin açıkça görüldüğü Amerikan başkanlık arşivlerinin istihbarat eylemlerine
bakışı, soğuk savaşın strateji planlarının hedeflerini ve mülahazalarını açıklıyordu.
Daha sonra CIA şefi olan William Colby "Henorable Man" (Dürüst Adam) adını
taşıyan anılarında Iskandinavya'daki Gladio birliklerinin kuruluşu üzerine bilgiler
veriyordu. Colby ikinci dünya savaşında iskandinavya'daydı. 1951-1953 yıllan arasında
Stokholm'daki ABD elçiliğinde, elçilik ateşesi olarak görev yapmıştı. Colby anılarında;
bir komünist işgali durumunda direniş organize etmek, dört İskan
40
dinav ülkesinde bir askeri yeraltı örgütü inşa etmek için emir verdiğini yazdı, iki
ülkede açıkça, Norveç ve Danimarka'da; NATO'yla işbirliği içinde ve hükümetlerin
bilgisiyle oldukça müşkülsüz sorun halledildi. Nötr iki ülke isveç ve Finlandiya'da görev
genç William Colby için oldukça çetindi: Hükümetler sorundan hiçbir şey bilmek
istemiyorlardı. Gayrıresmi yardımları isveç'te buldu. Colby'nin eylemcileri oldukça
başarılıydı: Tüm dört ülkede yeraltı ordusunun temel örgütünü oluşturacak CIA
adamları vardı.
Gerilla savaşı önderliğini en iyi şekilde tanıyan ABD'nin gizli servis adamlarının
anıları; ilk Gladyatörlerin ellili yılların başında gizli anlaşmalarla oluşturulduğunu
açıkladılar.
Avrupadaki tüm Gladio ağının hangi zaman noktasında hassas olduğu ve savaş
hazırlıkları o kadar çabuk açıklanamadı.
Herhalde, Amerikalılar ve bağlantıda oldukları kişiler 1951'de Kore savaşı
sırasında komünistlerle savaş sırasında ayarlanmıştı.
Soğuk savaştaki yeraltı savaşı ABD gizli servisi "Central Intelligence Agency"
(CIA)'ye temel olacakları önceden tahmin edilemezdi. CIA-kronikçisi Thomas Powers
Amerikan silahlı kuvvetlerinin yeniden oluşturulan haberalma servisinin
çevrelenmesinden sonraki ilk sa-atlannı yazdı: "Avrupa'nın çevresindeki halkalar
tamamıyla harekete geçmişti ve Ulusal Güvenlik Konseyi 19 Aralık 1947'deki
oturumunda CIA'yı soğuk savaşın en etkin silahı olarak kabul etmişti."*
Anti-komünist operasyonlar için ilk somut hedefini de göstermişti: Ulusal Güvenlik
Konseyinin (National Security Council-NSC) ilk oturumda karar altına alınan "NSC/4A"
direktifleriyle, CIA direktörü tarafından "İtalya'da bir komünist seçim zaferini
engelleme" için verilen emri yerine getirmişti. Bu inceltilmiş sözleşmenin hayata
geçirilmesinde 22 Aralık 1947'de "Special Procedures Group" (SPG) kullanıldı.
italya'da, 18 Nisan 1948'deki parlamento seçimlerinde komünist lerle birlikte sol
partilerin bir hükümete katılmaları ihtimali Amerikan askeri stratejlerini ürküttü.
Amerikalılar bu durumun kendi güvenlik çıkarlarını "dolaylı olarak" tehdit ettiğini
gördüler. "Soğuk savaşta ABD'nin iç ve dışpolitikası" hakkındaki bir incelemede,
siyasal bilimci Bernd Greiner, Amerikalıların Strateji Planlarını, arşivlerde bulduğu
gibi yansıtmıştı: "Komünistlerin hükümete katılmaları durumunda NSC, İtalya daki anti-komünist
gruplaşmaya bir içsavaşın bedeli içinde yardım emreder."("even at the risk of civil war")
Yeraltı faaliyeti ve ttalya'dakt örgütlü müdahaleler Amerikalıları da iştaha
getirdi. Thomas Powers: "1948 Mayısında Kennan'a (Dışişleri Bakanlığındaki politik
planlama karargahının o zamanki yöneticisi George Kennan.) sürekli bir örgüt kurma
emri verildi, ltalyadaki
* Thomas Powers, "CIA", Hamburg 1980, s.62
ulusal güvenlik konseyinin sözleşmesiyle gerçekleşen SPG, dünyanın her yerinde de aynı görevleri
üstlenecekti." "Special Procedurs Group" (SPG) böyle halef oldu. NSC-direktifi 4/A NSC
10/2 numaralı yeni bir direktifle ortadan kalktı. Onunla gizli faaliyetlerin yürütülmesi
için bir örgüt hayata geçirildi: "Politik Koordinasyon Şubesi" (OPC). Bunların önlemlerini
"öyle planlayıp yürütülecekti ki; otoritesi olmayan personel, Amerikan Hükümetinin
41
sorumluluğunda bilinmeyecek ve Amerikan Hükümeti böylesi eylemlerin bilinmesi
durumunda, ka-uldığını yalanlayabilecek''" 18 Temmuz 1948'de (top secret) belgeyle
gönderdiği Ulusal Güvenlik Konseyi'nin direktifinde, Amerikan gerilla savaşı
önderliğinin tüm paletlerinden söz ediliyordu: "Propaganda, ekonomik savaş, koruyucu
doğrudan önlemler, sabotajlar, anti-sabotajlar, tahrip, tahliye önlemleri." Gizli emirde, ilk kez
"Special Projects"in (Özel Proje) tanımı yapılıyordu: "özel Projeler"'m kırk yıldan daha
uzun süre "Gladio" adı altında örgütlü operasyonlarla nasıl olduğu görülecekti. Yeraltı
savaşının yöntemlerinin paletlerini, Amerikalılar şöyle sunmak istiyordu: "Düşman
devletlerde kızıştırıcılık, yeraltında örgüüenen direniş hareketlerine yardım, gerilla
güçlerine ve tutukluları kurtarma komandolarına, Batı dünyasını tehdit eden
ülkelerdeki yerli anti-komünist güçlere destek olma."*
O zamanın sözkonusu "Politik Koordinasyon Şubesi" (OPC) askeri ve dışpolitika
-diplomat yetkililerden gizli servis faaliyetlerine dek çok geniş bir görev alanına
sahipti. İlgili alanlar OPC'nin yapısında ayrıntılandırılıyordu. Direktör Dışişleri Bakanı
tarafından atanıyordu, fakat hem dışişleri hem de savunma bakanları tarafından
denetleniyordu. Finansmanı da CIA'nın bütçesindeki ilgili şubeden karşılanıyordu.
Dünya çapındaki operasyon alanlarıyla bir örgütün böylesi bir yapısı Amerikan
politikasında çok iddialıdır.
Bu ilk gizli servis aparatında olduğu gibi, aynı şekilde bugünkü Gladio örgütü
ülkeden ülkeye farklı gizli servis hizmeti veriyordu. Bunlar; bazı kereler askeri, bazı
kereler de NATO'nun kuramsallığına göre düzenleniyordu. Hükümetler ve gözlemciler
gizli servisleri konusunda belli sorumluluk alanları içinde düzenlemeye gidildiğini kabul
etmiyorlardı. Nedeni elli yıllık oluşum tarihi içinde yatıyordu. Güvenlik politikası
kurumlar, ilk önce savaştan sonraki dönemde ABD'de geliştirilmişti. Rekabet halindeki
projelerin üzerinde çoğu aynı bölümde çalışıyorlardı.
Örneğin Almanya'da 1952 yılında 1200 ABD ajanı örgütlü operasyon yürütmek için
toplanmışlardı, aşağı yukarı 8 servis de yardımcı hizmet görüyordu. Ajanların hangi
"firma" tarafından düzenlendiğini hiç kimse tam olarak bilmiyordu. Komünistlerin
öteki alanları ya da
* Powers, A.e.g. s. 65; Die Zeit, Sayı: 48,23.11.1990, s. 9
komünist tehlikesi hakkında enformasyonlar toplamak için ABD haberalma servislerinin
başka araçları da vardı. Onlar sadece muzaffer Wehrmacht saflarında "bilgizengini"
şahsiyetler değil, aynı zamanda eski Nazi gizli servislerinin, Gestapo'nun ve SS'in
saflarından da buluyordu. Eski anti-komünist davası için faaliyet gösterenlere, şimdi
tekrar yeni görevler düşüyordu.
Nazi bilimadamlan tarafından, ikinci dünya savaşından sonra Amerikan donanım
araştırması (Operation Poperclip) ve Amerikan gizli servisi CIC için Nazi savaş
suçlularına yardım hakkındaki araştırmalar o kadar açık gösterdi ki; komünistlere
karşı savaşta Amerikalılar hiçbir ideolojik ve ahlaki vicdan azabı çekmiyordu.
Gestapo'nun adamı Klaus Barbie olayında açıkça görüldüğü gibi Amerikan CIG'i aranan
savaş suçlularına gizli servis çalışmaları için silah temin etmişti.*
Sert anti-komünist saldırıların bu döneminde Washington'da "Psikolojik Savaş
42
Önderliği Şubesi" "Psychological Strategy Board -(PSB) (Psikolojik Strateji Şubesi)
kuruldu. Bu örgütlerin politik ve propagandif etkinlik içindeki görevleri Avrupadaki
ilişkilerine yansıdı. Komisyonda, dışişleri bakanının sürekli temsilcisi olarak savunma
bakan yardımcısı ve haberalma servisinin direktörü temsil ediliyordu.
Başkan Truman'ın 4 Nisan 1951'deki "Psikolojik Strateji Şubesi" (PSB)'nin
kuruluşuna ilişkin direktifi yeni hükümet organizasyonunun dalı olarak alındı: "Ulusal
politika çerçevesi içinde psikolojik operasyonların yürütülmesi ve koordinasyonunun
gerçekçi bir planı".
Truman'ın yönetimi altındaki ABD hükümetinin sonuç olarak ne yapmak istediğini,
Temmuz 1952'de Henry A. Kissinger'in geniş kapsamlı bir analiz içinde nasıl formüle
ettiği, 1985 Aralığında açıldığında Truman'ın arşivinde görüldü. Kissinger, 1945'den
1946'ya kadar ABD'nin Avrupadaki haberalma servisindcfaaUyet göstermişti.
Kissinger, savaşı ABD ordusunun Avrupa Savunma bölümünde yaşamıştı.
1946'da Kissinger, Oberammergua'daki European Command Intelligence
School'da Alman tarihi doçentiydi. 1946'dan 1949a kadar da askeri haberalma
servisinde yüzbaşıydı. Bundan sonra Harvard Üniversitesindeki bir incelemesiyle
bilimsel kariyeri başladı.
1952'de genel karagahın Psychological Strategey Board'm bilimsel kariyerini
edindi.
Henry A. Kissinger; analizinde, özellikle Almanya'daki psikolojik bir kliniğin
"Birleşik Devletlere güvendeki genel eksikliğinin" nasıl eşitlenebileceğinden hareket
etti: "Almanya'da Sovyetler Birliğine karşı büyük bir kin vardır, özellikle Doğu Almanya'da daha da
yoğundur. Rusyadaki o zamanki savaş tutsakları ve Doğu Almanyada
* Tom Bower, "The Paperclip Conspiracy, The Huntfor the Nazi Scientists", Boston
1987; aynı zamanda "Klaus Barbie, Lyon, Ausburg, La Paz , Bir Gestapo Şefinin
Kariyeri."ßet^a 1984
Rusların koşulları altında kalanlar tarafından daha şiddetle duyulmaktadır bu kin. Buna rağmen bu
duygu hiçbir şekilde ifade edilememektedir, çünkü örgütsüzdür ve hiçbir odağı yoktur. Bu duyguyu
yönlendirmek için Alman örgüt yapıları olabildiğince zorunludur: İlk savaş tutsakları tarafından
oluşturulacak birliklerin seçkin taşıyıcıları haline gelmek."
Sonraki yılların başarılı dışpolitikacısı Henry Kissinger'in bu yazdıklarının
somutlaşıp somutlaşmadığını hep birlikte görecektik. Fakat Kissinger daima bu psikostratejinin
bir bileşik problematiği olduğuna dikkat çekmişti: "Bu önlemlerin çoğu kabul
edilemez görülebilir. Henüz Birleşik Devletlerin de başka bir seçimi yoktur. Eğer Amerika bu
gruplardan yararlanamazsa, o zaman onlar komünistler tarafından kullanılacaktır."
13 Kasım 1952'de PSB'nin adamı Paul S. Comstock; içpolitikada bazı girdaplar
yaratan ve Amerikan psiko-stratejilerinde büyük endişeler doğuran Federal Almanya
Cumhuriyeti'ndeki bir skandal hakkındaki raporu arkadaşlarıyla birlikte hazırlamıştı.
"Naziler, liberaller ve komünist manipülasyon" başlıklı raporunda Comstock "BDJ-CIA
Fiyaskosu" başlığı altında şunu açıklamıştı: "CIA Almanya'daki "stay behind"in bir
grubunu örgüüü operasyonlar için organize etmişti." Comstock, anti-komünist "Alman
43
Gençlik Birliği"ni, doğrudan BDJ olarak kısaltmışu.
Zararsızlığı çağrıştıran adıyla "stay behind" örgütü, "Psychological Strategy
Board"ın adamları için hiç bitmeyen bir büyüklükleydi.
Bu "Alman Gençler Birliği"nin iki lideri 22 Ocak 1951'de yüksek bir dikkatle
okunması için ABD'ye bir mektup yolladılar. Yazılanlar Birleşik Devletlerin "derin
saygılı" başkanlığı tarafından hiçbir zaman değerli görülmedi. BDJ mektubu 2 Şubatta
Beyaz Saray'daki başkan Harry S. Truman'a verildi. Ve şaşılacak şekilde bu yazılanlar
başkanın eline ulaştı. Bu onun resmi görünüş biçimiydi, hiçbir şekilde ABD hükümetinin
yüksek bir makamı tarafından önemli gençlik örgütünün uyarısı gözönüne alınmadı.
Başkanlık Sekreteri William D. Hassett tarafından State Department'deki Alman
işleri bürosuna gönderildi. Uzun bürokratik işlemlerden sonra Dışişleri Bakam Dean
Acheson tarafından konulan bir notla sümenaltı edildi.
Bu arada mektubun içeriği de hiçbir zaman gözönüne alınmadı, o daha çok savaş
sonrası egemen olan durumun bir ifadesiydi. BDJ'm'n Harry S. Truman'a mektubunun
kısa metni şöyleydi: "Alman kamuoyu, Pireneler ve Alpler boyunca uzanan Avrupadaki Bolşevizme
karşı oluşturulan savunma çizgisinin planı hakkında bilgi sahibidir. Alman Gençler Birliğinin
arkasında Alman gençliğinin aktif güçleri bulunmaktadır, özellikle Alman Gençler Birliği
tarafından, Sovyet işgal bölgelerindeki özgür gençlik illegal olarak toplanmakta ve onun organı
"Sovyet Bölgelerinin ilk özgür gençlik parlamentosu" bu duruma karşı protesto yükseltmektedir.
Sovyet emperyalizmine karşı savaş, geleceğin yaşam biçimi olarak özgürlük ya da diktatörlük için
dünya çapında bir çatışmadır. Bu savaşta, varolma ya da yokolmada yıkılmayacak hiçbir toprak yoktur,
çünkü özgürlük bölünmezdir. Bu yüzden Alman gençliği tüm Almanya'nın kurtarılarak özgür batı
dünyasının savunma noktalarından biri olmasını istemektedir. Alman gençliği özgür dünyanın bu
katılımını savunmaya kararlı olarak hazırdır. En derin saygılarımızla..."
Kendilerini Alman gençliğinin sözcüsü tayin edenler Washington'da açık kulaklara
ulaştılar. Dışişleri Bakanı Acheson, Amerikan Yüksek Komiserinden 14 Mart 1951 'de
Almanyaya bir telgraf çekilerek yazılanların cevaplandırılmasını istedi. Amerikan
teşekkürünün şüpheli göndericilerini hiçbir kanıta gerek görmeksizin, açıklayan cevabı
şöyleydi: "Bakanlık 22 Ocak 1951 tarihli Alman Gençler Birliği tarafından başkanlığa yazılan bir
mektup almıştır. Bu örgüt Batıda Avrupada yakılıp yıkılan topraklardan bir bölümünün olası
kurtuluşunu protesto etmektedir ve bir Batı Avrupa savunması için verecek uğraşlarda Alman
gençliğinin yardımlarını sunmaktadır. Amerikanın Alman Yüksek Komiserliği, mektup için kendi
yargıları ölçüsünde teşekkür sunmayı talep eder. Acheson."
BDJ oluşumunun mektubu, ABD dışpolitikacılarını hiç de hazırlamamaktadır. O
mektubun yazıldığı aynı gün olan 22 Ocak 1951'de ABD Dışişleri bakanlığına ABD'nin
Münih başkonsolosluğundan BDJ hakkında bir rapor gider. Raporun tam başlığı
şöyledir: "Bavye-radaki Alman Gençler Birliği Örgütü." Amerikan başkonsolosu Sam E.
Woods yeni gençlik örgütü hakkında ayrıntılı açıklama yapmaktadır. En önemli haber,
BDJ'nin Güney Bavyera örgütü yöneticilerinden Helmut Winter'in raporundan elde
edilmiştir. Kapsamlı doküman, BDJ'nin en önemli iki lideri Erhard Peters ve Paul Lüth;
finansman, üye kapasitesi, eylemleri ve ittifakları hakkında açıklamalar vermektedir.
Biraz eleştirel enformasyon kaynaklarına rağmen, Amerikalı diplomat BDJ'nin
"demokratik bir örgüt olarak nitelenemeyeceği" sonucuna varmaktadır. Sam E. Woods bu
44
kanısını şöyle belirtmektedir: "Organizasyon, öteki Alman gençlik gruplarından daha
çok pozitif ve saldırgan bir anti-komünist politika izlemektedir, fakat çoğu Alman
şüphelidir ve bazıları otoriterdir. Örgütün Bavyeradaki gelişmesi, önemli çıkarların
tersinedir.
BDJ hakkındaki bir diğer rapor, Frankfurt'taki Amerikan yüksek komiserliğindeki
haber alma servisinin şefi B. R. Shute tarafından 1 Haziran 1951'de yazıldı. Rapor
bir telgrafla dışişleri bakanı Acheson'un yardımcısı James Webb'e 28 Şubatta
Frankfurt'a geri yollandı ve yüksek komiserin BDJ hakkındaki düşüncesini belirtmesi
için Münih'e yollandı. 12 Haziranda Washington'daki Alman işleri bürosuna gelen
belge, aynı zamanda bir şüphe yumağı haline gelmişti. Rapora koyduğu notta Shute
BDJ'nin politik olarak bulunduğu yeri bildiği ka-dırıyla söyle açıklıyordu: "Öteki
gruplarla ve gençlik örgütleriyle ilişkileri çeşitli hatalar içermektedir, tüm gruplar arasında BDJ, aşırı
sağ ayrıcalığıyla soyutlanmıştır. Bu ayrıcalıklı statü BDJ'yi hatalarıyla birlikte gerçek bir demokratik
iç örgütsel yapısıyla, faşist potansiyelli bir başka grup haline getirmektedir."
ABD'nin en yüksek düzeydeki gözlemiyle bu ikazlara rağmen, BDJ daha sonra
Amerikan gizli servisleri tarafından yardım gördü ve bir yeralu örgülünün eğiliminde
etkin oldu. Soğuk savaşın en yüksek döneminde Doğunun karşısında sert bir
uzlaşmazlık politikası yürüttü. Ayrıca politik geçmişinde ve eylemlerinin hedefinde az
dikkate alındı. Bu çelişki içinde sadece hedef, araç ve kurban alışverişinde hesaba
gelen şeyler oldu.
1990 Kasımının sonunda eski bir ajan "SpiegeFde yayınlanan bir konuşmasında -
Gladio'ya geçişte CIA'nın BDJ'yi değerlendirdiğini açık yüreklilikle anlattı. Alman
Wehrmacht'inin o zamanki savunma subayı Dieter von Glahn, Kuzey Almanya'daki
bölgesel bir BDJ eylemcilerinden biriydi. Bugün daima aşın sağcı örgüüer içinde aktif
görev alan gizli servisin adamı BDJ'nin yeraltı savaşçılarının amaçlan hakkında: "Bizim
girişimimiz ve örgülümüz, bugün Gladio hakkında ne biliniyorsa, onlan aynısıyla
yapmıştı."* diyordu.
Kitabın bundan sonraki bölümünde bu öncülerin eylemleri anlatılacaktır, sadece
Federal Almanya'daki Gladio'nun öyküsü değil, fakat Gladio'nun kök saldığı ideolojikyapısal
toprağın öyküsüdür.
45
Der Spiegel, Sayı: 48 26.11.1990. s. 73
46
II. ÖNCÜLER
47
SS'ÎN ADAMI HANS OTTO'NUN İTİRAFLARI
Takvimler 1952 yılının 9 Eylül gününü gösteriyordu. Eski SS- Ha-upststrumführer
* ve tüccar Hans Otto, siyasi açıdan bir yığın sonuç doğuracak itiraflarda bulunmak
üzere Frankfurt Cinayet Masası'nın kapısını çaldı. Hans Otto'nun itirafı Amerikalılar
ve Almanlar arasında oldukça yoğun diplomatik trafiğe yol açarken; ülke içinde gerek
federal, gerekse eyalet düzeyinde politikacılar ile Anayasa Koruma Örgütü
yetkililerinin apar topar toplantılar yapmalarını da beraberinde getirdi. Genç
cumhuriyetin önünde olabildiğince hızlı bir şekilde gözlerden uzaklaştırılması gereken
utanç verici bir skandal duruyordu.
Hans Otto'nun Frankfurt Cinayet Masası'na bulunduğu itirafı, bir hayli "siyasi
patlayıcı madde" içeriyordu: "İlgili şahıs, bir Rus işgali durumunda, köprüleri havaya uçurmak ve
sabotaj eylemleri düzenlemek görevini üstlenen bir siyasi direniş grubuna üye olduğunu iddia etti.
(...) örgüt üyelerinin, yaklaşık 100 kişinin eğitim gördüğü bir okulda eğitildiğini; kendilerine
Amerikan ve Alman silahları verildiğini ve askeri taktik uygulamalardan geçirildiklerini söyledi. Şahsa
göre, örgüt üyelerinin büyük çoğunluğu Nazi Almanyasmın Hava ve Kara Kuvvetleri ile SS
birliklerinden meydana geliyor. Resmi ağızlardan neo-faşist eğilimlerin kabul gördüğünün
belirtilmemesine karşın, bu insanların üye kitlesi içinde ön plana çıkmış durumda olduğunu da söyledi.
Şahsa göre; bütün bu işlerin finansmanı için gereken araçları ise Sterling Garwood adlı bir Amerikan
yurttaşı sağlıyordu. Örgütün iç siyasetteki hedefleri: Alman Komünist Partisi (KPD) ve Sosyal
Demokrat Partisi (SPD) idi."
Hans Otto'nun itiraflarından alman bu kısa, kısa olduğu kadar da etkileyici pasaj
Hessen Eyaleti İçişleri Bakanlığınca hazırlanan "Alman Gençlik Birliği (BDJ)'nin Teknik
Hizmeti" başlıklı araştırma raporunun ikinci sayfasında yer aldı. 121 sayfayı kapsayan
araştırma, 49 belge ile 200 sayfa süren 20 kişisel ve 2 de gazete yorumuyla
tamamlanıyordu. Araştırmaya ayrıca; daha sonra, 7 Ocak 1953'de BDJ'nin
* Nazilerin kullandıkları SS'in ana saldırı gruplarından birinin önderi, (ç.n.)
yasaklanmasından sonra büro ve evlerde ele geçirilen gazete kupürleri, listeler,
araştırmalar, kararlar ve noüan kapsayan 298 sayfa tutarında güçlü bir belge birikimi
de eklenmiş durumdaydı.*
Hessen Eyaleti içişleri Bakanlığının üç cilüik araştırmasında, gizli örgüt olarak
kurulmuş "Teknik Hizmet"in (TD) gün ışığına çıkarılışı, tahkikat ve tahkikatın ardından
varılan sonuçlar an be an aktarılıyor. Araştırma, anti-komünist eylemleriyle dikkatleri
üzerine çeken "Alman Gençlik Birliği" ile bu BDJ örgütü militanlarının kişisel düzeyde ele
alınmasını da kapsıyor. Araşürma "Teknik Hizmef'm siyasi bakımdan değerlendirilmesi ile
son buluyor.
Yapüğı itirafla, bir zamanlar üyesi bulunduğu "siyasi direniş grubunun
sonunu hazırlayan Hans Otto aslında tek örnek değildi. Faşiz-
48
min korkunç yıllarından sonra oluşturulan ve demokratik hale gelmeye
çalışan genç cumhuriyette, savaş sonrası ne yapacağını şaşırmış bir
çok insan vardı. Alman Gençlik Birliği'ne bağlı "Teknik Hizmet Örgütünün
yöneticisi Hanş Otto, uzun yıllar boyunca bir orta köylü olarak
yaşamını sürdüren bir memurun oğlu olarak, 1911 yılında Hamburg'da
dünyaya geldi. 1932'de Hamburg'un bir lisesinde "olgunluk"
sınavını verdi. Bunun ardından başladığı dişhekimliği öğretimini dört
sömestr sonra yarım bıraktı. Bu kararının gerekçesini daha sonra resmi
makamlara şöyle açıklayacaktı: "Şu latince işini bir türlü beceremiyordum."
Alman Nasyonal Sosyalist İşçi Partisi (NSDAP)'ne henüz
öğrenciyken girdi. 1933 yılı başlarıydı ki; daha 22 yaşını yeni dolduran
Hans Otto Hücum Kıtaları (SA)'nın üyeliğine kabul edildi. Almanya'da
faşist egemenliğinin başlaması ise onun için tipik bir Nazi'nin
hızla yükselen kariyer grafiği anlamına geliyordu. 1934'ün
sonlarına doğru uzmanlık alanı kışkırtıcılık olan bu SS birimi "SS
Standarte Germania"ya acemi er olarak girdi. Aradan henüz iki ay
geçmişti ki; rütbesi yükseltildi ve onbaşı oldu. 1938 Mayısında Braunschweig'daki
SS Subay Okulu'na gitti. Bir yıl sonra kariyer grafiğinde
ani bir sıçramayla "SS- Unterstrumführer'liğ,e yükseldi. Diğerleri
de ardından geldi: Yüksek SS emir subaylığı ve "orta" rütbeyle
Braunschweig Polis örgütü'nde alınan görevleri, 1940 Şubaünda elde
edilen "SS Oberstrumführer" ile 1942'nin Temmuz ayında kazanılan
"SS Hauptstrumführer" rütbeleri izledi. Hans Otto'nun askerlik yaşamında
"Doğu-batı ve güneydeki savaş alanlarında geçen değişik cephe
ve aşamalardaki görevler" kayıtlıdır. Savaşın sonunu ancak Ekim
1948'de kurtulabildiği Amerikan-Fransız savaş esirleri kampında ya—
şadı. . ,
Hans Otto savaş sonrası oluşturulan cumhuriyetteki sivil yaşantısı-
Bundan sonra okuyacağınız alıntıların tümü sözkonusu rapordandır.
na; tekstil, gıda, içki ve ambalaj gibi sektörlerin temsilciliğini yaparak başladı. Hessen
Eyaleti içişleri Bakanlığı görevlileri, hazırladıkları Teknik Hizmet Raporu'nda;
Otto'nun Nazi gençliği, savaş ve tutsaklıktan geçen siyasi çizgisi üzerine şunları
yazıyorlar: "1949yılında İngiliz gizli servisi ile işbirliği yaptı. 'Kardeşlik' üyesi oldu. 1949'un
ortasında ise bu örgütten çıktı."
Çok sayıda eski SS subayının yapüğı gibi Hans Otto da cılız gelirini Müttefiklerin
gizli servislerine çalışarak iyileştirmeye çalıştı. Ot-to'nun eski arkadaşları yalnızca
parasızlıktan muzdarip değildi; onlar, faşist iktidarın askeri yenilgisinin ardından yeni
49
toplumsal ilişkilere girmek, "erkek erkeğe" birarada olacakları yeni bağlanülar kurmak
istiyorlardı. "Kardeşlik" gibi örgütlerde kadim dostlar o eski, ebedi hedefler etrafında
yeniden biraraya geldiler.
ilk kez 1950 Şubatında kamuoyu önüne çıkarak resmiyet kazanan gizli
topluluklardan biri olan "Kardeşlik" örgütü, savaşın sona ermesinden kısa süre sonra,
1945 yılında kurulmuştu. "BüyükAlmanya Tümeninden "Alman EmekBirlikleri" nn subayları,
ingiliz savaş tutsak-larıyla birlikte, ortaklaşa "Kardeşlik"'m ilk "Hücrelerini" oluşturdular
ve Batı Almanya topraklan üzerinde ilk gizli beyin ordusunu kurdular. Amaçlan -SS'in
Avrupa için yaptığı planların geleneğine uygun olarak- "Afrika'nın hinterlandı olduğu birleşik
bir Avrupa" için anti-komünist bir koruyucu ordunun inşasıydı. Biri "Geleceğin Alman
ordusunun genel kurmayCnm yerini alacak, "Kardeş Konsey" olmak üzere iki komple tümeni
"Kardeşlik"'m gizli yapısı içinde oluşturuldu:
"Piyade Tümeni" ve "Panzer Tümeni". Bu gizli askeri birlikler, özellikle savaşçılardan ve
tecrübeli eski "arkadaşlar"dan meydana gelmişti. Kasım 1950'de, gizli askeri birlik "Alman
Kardeşliği" olarak, Biele-feld'deki eski subaylann resmen buluşmasıyla kurumsallaştı.
Onlar
"Alman askerlerinin onurlarını" tekrar yüceltmek istiyor ve Nazi rejiminin katillerine karşı
savaş suçluları davası Nümberg'in "Avrupanın ayıbı" olarak damgalanmasını talep
ediyorlardı. Subaylar birliği resmen şunu ilan ediyordu: "Alman askerleri Almanya'nın
kurtarılması için ortak bir genel kurmay yönetimi ve Alman tümen komutanlığı altında on tümenlik bir
Avrupa ordusu haline gelmeye hazırdır." Kardeşlerin Avrupa vizyonu mutlak bir ırkçılık
sergiliyor ve Avrupa merkezli bir konsepsiyona dayanıyordu. "Kardeşlik"'m programında;
dünyanın paylaşımı tümüyle eski düşünceye göre kaleme alınmıştı:
"Büyük Avrupa rüyasının gerçekleştirilmesi, Avrupa'nın hammadde ve ikmal temeli olarak
kaçınılmaz şekilde Afrika'yı kapsar."
Savaş sonrasındaki Federal Alman topraklarında oluşturulan bu ilk gizli askeri
birliğin, bir kilit adamı vardı: Dr. Alfred Franko-Gricksch. Dr. Alfred Alman Nasyonal
Sosyalist İşçi Partisi (NSDAP)'ne 1927 yılında girdi. Fakat 1930'da sadakatsizlikle
suçlanarak Otto Strasser'le birlikte partiden atıldı ve Prag'a sürüldü. Ancak Franko-
Gricksch hemen Berlin'e geri döndü, Gestapo'ya girdi ve SS içerisinde parlak bir
kariyer yaptı. Artık Dr. Alfred, SS-Standanterführer'i * ve Hirnmler'in Reich Ana
Güvenlik Merkezi'nde personel bölümünün yöneticisiydi. Alfred Franko-Gricksch,
tarihçi Rainhard Opitz'in bir çalışmasına göre; bu görevlerinde özellikle, savaş sonrası
dönemde gerekli olacak işlerle meşgul olmuştu: "Reich Ana Güvenlik Merkezinde, bir
yenilgiden sonra yeraltı çalışması yöntemleri için dış faaliyetlerle koordine içinde sorumlu olarak,
Reich Ana Güvenlik Merkezi personel şefi ve SS-Standarterführer'i Dr. Alfred Franko-Gricksch
görevliydi."** Bu, Dönitz Hükümetinin arşivlerinde bulunan "Almanya'nın Yenilgisi Durumunda
NSDAP'ın Korunmasının Yöntemleri" hakkındaki belgeden çıkarıldı.
Alfred Franko-Gricksch planlarının gerçekleştirilmesinde, sadece çok az ortak
50
çalışmaya katılabilmişti. Alfred bundan sonra "Alman Kardeşlik" örgütünü kurdu, oğlunun
ifadelerine göre kaçırılarak Pots-dam'a götürüldü ve bir Rus tutsak kampına atıldı.
Orada 18 Ağustos 1953'de öldü, "ideallerini" pek çok "arkadaşı" sürdürdü. Bunların
arasında "Kardeşlik"'m üyesi Mans-Ulrich Rudel, eski bir Wahrmacht albayı ve becerikli
bir bombardıman pilotuydu, şimdi Federal Alman-ya'daki neo-nazizmin en önemli kilit
adamlarından biri olmuştu. "Kardeşlik"m, "Alman Gençlik Birliği" adı arkasına gizlenmiş,
parameter gizli bir örgüt olan "Teknik Hizmet" silah aluna adam alma görevi görüyordu.
Hans Otto gibi bazı Wehrmacht subayları, (bu komplocu çevreden) yeni partizan
organizasyonu için biraraya gelmişlerdi.
Hans Otto, Alman Gençlik Birliği'ne 1950 yılında girdi. Otto, Hamburg'ta bu aşın
"Anti-bolşevik gençlik örgütü"nü yönetti. Ellili yılların başlangıcında sadece Almanları değil,
aynı zamanda müttefikleri de; özellikle "ÖzgürAlman Gençliği" (FDJ) ve Sovyet işgal
gücüne karşı propaganda da yönlendirdi. 1951 Martında BDJ'nin birlik önderliğini
Frankfurt'a taşıdı. Burada, "Rapor 1 f- Muhalifi üstlendi. Bundan sonra, yeniden kurulan
gizli örgüt "Teknik Hizmef'va yönetimine getirildi. Önce "Güvenlik"in bölüm yöneticisi,
birlik yardımcı führer'i sonra da "Organizasyon" bölümünün yöneticisi oldu.
Çeşitli örtülü adlar altında, daima konsprasyonla mizahi kavramları adlandırmayı
bildi: Alan, Yapı, öküz, Pis Kolcu ve Çatırtı.
Bu çifte organizasyonun arkasında gerçekte ne gizliydi?
Standarterführer: SS yapılanmasında sancak önderliği
* Opitz, Reinhard: Faşizm ve Neo-Faşizm, Köln 1988, Cilt: 2, ı. 16.
51
B İ L G İ L E R Y O Ğ U N L A Ş I Y O R
BDJ önderi Hans Otto'nun ifşaat için ağzım açmadan önceki uzun zaman; bir
Federal Alman gizli servisi "Alman Gençlik Birliği"nm içyüzü hakkında zengin bilgi edinmeye
hazırdı. Korkan, seçkin, görev-sever memurlar açıkça soruşturma ve gözlem
faaliyetleri konusunda teyvik ediliyordu. Köln'deki, Federal Anayasayı Koruma Dairesi;
BDJ'nin kurulduğu andan itibaren Hessen Eyaletindeki sosyal demokrat iktidarın
Anayasayı Koruma Dairesi ve Wiesbaden Eyalet Cinayet Masası'nın başından sonuna
kaygılı pek çok rapor ve izleme notu bulunuyordu. Hessen Eyalet makamları
soruşturuyorlar, gözlem yapıyorlar, bıkıp usanmadan kontrol ediyorlardı. Anık BDJ'nin
kuruluşundan hemen sonra olağanüstü bilgiler biraraya getiriliyordu.
Wiesbaden Eyaleti Anayasa Koruma Şubesi, gençlik örgütünün oluşumundan sadece
beş ay sonra 29 Kasım 1950'de; gençlik birliğinin önderliğini yürüten kişilerin
sayısından, finansman ve haberleşmesine , örgütsel yapısına dek pek çok istihbaratı
tescil etmişti. "Dr. Lüth, Paul Egon" adı altında biyografik tarihler, oturduğu yer ve
mesleği görülüyordu: "BDJ'nin fikri önderi."
"29. 11. 1950den sonra şimdiye kadarki soruşturma sonuçları" başlıklı "Kısa bir «o/"da Lüth;
"Halderie Konuşmalar" adlı bir kitabın yayıncısı olarak da görülüyordu: "Takma adı: Peter
Bor. Halderle Endüstrinin Bağlantısı. Endüstri ve ticaret çevrelerinden araç sağlanmasına ilişkin
katılım."
Gizli soruşturmacının şüphesi artık bu noktada yoğunlaşıyordu; BDJ-arkadaşlan
Birleşik Devletlerden finanse ediliyordu: "Başlangıçta Amerikalı çevreler tarafından fınansal
yardımm mümkün olmadığı düşünülüyordu. Finanse eden (sermayedar) sözümona idealist açıdan
komünizme pratik olarak karşı koymak için girişmişti."
600 kalemden oluşan "5. Kola karşı eylem komitesi - Tehlike listesi Numara 2de" de Hessen
Eyaleti Anayasa Koruyucularının bilgileri "Muhtemelen BDJ tarafından verilmişti." Merkez
postanesi kartlarıyla adresleri yazılmış tehlikeli listesinde soruşturmacılar tarafından
ka-muflajlı adresler de öğrenilmişti: "Alıcı posta (sözde) CIC-Acentasvydı."
52
BDJ tarafından resmen bildirilen üye sayısı, bu ilk verilen raporda şüphe
çekiyordu: "Eski önde gelen subaylardan oluşan önderlik" diye rapor ediyordu Hessen Eyaleti
Devlet Koruyucusu, Köln Federal Şubesine: "Gelecekteki yayın organı 'Alman Gözlemcisi' olarak
planlanacaktır." -Nazi merkez organı "Völkischer Beobachter"\e isim benzerliği görmezden
gelinemiyordu. Aynı şekilde BDJ'nin "Federal Bakanlıkta tüm Almanlar için sıkı temasa geçmek
istediği" de dikkati çekiyordu.
Kestirmeden, raportör Federal Anayasayı Koruma Dairesine dostane bir mesaj
yöneltti: "BDJ hakkında eksiksiz açıklama için, finansman sorununun kesin önemi vardır. Buradan
hareket eden soruşturma tüm federal bölgeler hakkında araştırma yapmak zorundadır. BDJ'nin
Federal yönetimindeki enforme edilen kişisel çevreler izafi olarak küçük ve ayrıca ağzı sıkıdır."
Birkaç gün sonra, 2 Aralık 1950'de Wiesbaden Eyaleti Anayasa Koruma Dairesi,
Köln'e bir izleme raporu gönderdi. Raporun gizli olduğu, yüksek hükümet danışmanı
Schmidt'in imzasını taşıdığı, 1/50 kayıt numarasının konulduğu görülüyordu. Finansman
sorununda yeni bilgiler de toplanacaktı: "BDJ'nin finansörleri, doğal olarak örgütün federal
yönetim üyeleri tarafından gizli tutulacağı gibi, tanınmış endüstri firmaları sahipleriydi. Güvenilir
kaynaklara göre; aşağı-yukarı Bosch, Salamander, Reemtsma ve Sarrod firmalarından 60fınansör-dü
bunlar. Bir Amerikan yardımı hipotezi tekrar reddediliyordu."
Yüksek hükümet danışmanlığının Köln'deki federal şubeye BDJ meselesinde
gönderdiği yazıların üzerinden sadece birkaç gün geçmişti. 7 Aralıkta Schmidt, Hessen
Eyaleti İçişleri Bakanı olan politik şefine mektubunun bir kopyasını yolladı. Bunda
Schmidt, BDJ olayında "kronik bir tehlike" görmediğini belirtiyordu: "Eğitim malzemelerinin,
propagandaların içeriği ve tonu, sağ radikal bir çizgiden vazgeçmekle mümkün görülebilir. BDJ bu
nedenle kontrol allına alınabilir." Ve bir kez daha Bonn'a iyi ilişkilerin bir kanıtı sunuldu:
"Şimdiye kadarki tüm soruşturmalardan anlaşıldı ki; BDJ Federal Almanya'daki en yüksek makamlarla
(özellikle Tüm Almanya Sorunları Bakanlığıyla) bağlantılara ve sempatiye sahip."
19 Aralıkta Schmidt yeniden, bir kez daha, bakana "kişisel" olarak yazdı ve 17
Aralıkta Frankfurt'ta yapılan BDJ'nin Birinci Federal Konferansı'nın oluşumunu rapor
etti: "Federal Cumhuriyet'in tüm bölgelerinden, modern lüks otobüslerle, aşağı-yukarı 300 delege
geldi." Memurlar açıkça şaşırdıklarını not ettiler: "Konferansın izlenmesi tüm delegelerin çok
sıkı kontrolü yüzünden iyice güçleşmişti. 6 saat süren konferans kapalı kapıların arkasında ve çok
disiplinli olarak yapıldı." Devlet koruyucusunun raporuna göre "Güçlü bir sağa yönelen grup
doğurabilmek için, kaliteli insan malzemesi kullanılmıştı."
Hiçbir basının yazmadığı toplantının en yüksek noktasının, raportörü anti komünist
"Barbarlığa Karşı Savaş Gruplarının yöneticisi, aynı zamanda bir teolog olan Prof. Emst
Tillich'di.*
Yüksek Hükümet danışmanı Schmidt gözlem raporunda şunları yazıyordu: "Tillich,
bolşevizme karşı tüm direniş gruplarıyla sıkı bir işbirliğinin gerekliliğini raporunda vurguladı. Berlin
'deki BDJ'ye ve barbarlığa karşı mücadele toplulukları arasında olabilir işbirliğini öneriyordu."
BDJ'nin toplantıları ve federal yönetimin hakkında benzer raporlar daha sonraki
aylarda da Wiesbaden devlet koruyucuları tarafından Köln'e düzenli olarak gönderildi.
Her zaman da sıkı kontrol yüzünden içine sızmanın (nüfuz etmenin) çok güç olduğunun
önemine dikkat çekildi. Bir kez yüksek hükümet danışmanı Schmidt, gerçek raporların
53
rolüne güvendi ve tedirgin oldu. 11 Aralık 1950'de Schmidt Anayasa Koruma Federal
Şubesinde "Bay Reg. Direktör Merz.." notuyla "şüpheli bir kaynak"um rapor aldı. Bunda "Tüm
Alman Sorunları Federal Bakanlığı tarafından önemle tamim edilmiştir." şeklinde BDJ'nin politik
bir afişlemeleri bulunuyordu. "Stalin'in ajanları" başlıklı afişler bir Avrupa birliğinden
sözediyordu. Schmidt, meslektaşı Merz'e: "BDJ'nin çıkardığı afişler konusunda, doğrudan ya
da dolaylı olarak Tüm Almanya Sorunları Federal Bakanlığının izni olup olmadığmı bilmem beni
ilgilendiriyor" diye yazıyordu.